18 Mayıs 2012 Cuma

kırımda açlık


 





KIRIM’DA AÇLIK YILLARI (I)



(1921 - 1922)

Dr. Necip Hablemitoğlu

Kırım Türkleri, Çarlık Rusyası’nın esareti altında (1783-1917) temel hak ve özgürlüklerin pekçoğundan mahrum bırakılmışlardı: Eğitime, siyasal katılıma, ekonomik ve toplumsal hayata getirilen sınırlama ve yasaklamalar, kültürel-tarihsel dokunun tahribi, Çarlık rejiminin Türk azınlığa yönelik politikasının tabii uzantılarıydı. 10 Nisan 1783’de Kırım’ı işgal eden General Potemkin’in emriyle 30.000 Kırım Türkü’nün öldürülmesi (1), gelecekteki soykırım girişimlerinin de ilk adımını teşkil etmişti. Çarlık hükûmetleri, küçük çaplı idam ve sürgün uygulamalarının dışında, Türk azınlığın varlığına doğrudan kasteden soykırım girişimlerinden kaçınırken; dolaylı soykırımın tüm altyapısını oluşturmayı yeğlemişlerdi. Bu cümleden, “güvenilmez halk” olarak tanımladıkları Kırım Türklerini doğrudan imha yerine, “aktopraklara” yani Osmanlı topraklarına göç etmelerine imkân sağlayacak önlemleri almışlardı. Sonuçta, yüzbinlerce Kırım Türkü karadan ve denizden Osmanlı Devletine sığınmayı başarırken, yüzbinlercesi de Karadeniz’de boğularak ya da yollarda donarak, salgın hastalıklara yakalanarak hayatını kaybetmişti (2). Görünüşte, Çarlık hükûmetlerinin suçu, sadece bu göç dalgalarına, bir başka ifadeyle dolaylı soykırıma “göz yummak”tı. Ancak, olan, Kırım’daki Türk varlığına olmuştu. Göçlerle boşalan şehirlere, kasaba ve köylere, Rusya’nın çeşitli bölgelerinden Rus, Ukraynalı, Yahudi vs. göçmenler iskân edilmişti. Kırım Türkleri için, binlerce yıllık ata topraklarında azınlık durumuna düşmenin kapısı, böylece aralanmıştı...

1917 İhtilâli ile gelen kısa bir bağımsızlık döneminin ardından, “halklara özgürlük”, “ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı” sloganlarını kullanarak Kırım’ı işgal eden Bolşevikler, yaklaşık üç ay süren hâkimiyetleri sırasında, son verdikleri Kırım Halk Cumhuriyeti’nin ünlü önderi Çelebi Cihan ile birlikte yüzlerce Türk aydınını işkence ile şehit etmişlerdi (3). Daha sonra Alman Orduları tarafından işgal edilen Kırım, bu ülkenin savaştan çekilmesinden sonra Beyaz Rus Orduları ile Bolşeviklerin işgallerine sahne olmuştu (4). Bu kanlı işgaller döneminde sürekli ezilen Kırım Türkleri, Kasım 1920’den itibaren kesin biçimde Sovyet Rusya’ya ilhak edilmişti. Kırım’daki Türk varlığını silmekte kararlı olan Sovyet yöneticileri, olası bir direnişin önüne geçmek ve işgallerini kalıcı hale getirmek için Çarlık rejiminin yaptığını tekrarlayarak Macar asıllı Bela Khun’u Kırım’ın başına geçirmişlerdi. Bela Khun’un devlet terörü kapsamında kurşuna dizdirdiği Kırımlı sayısı, yaklaşık 60-70 bin arasında tahmin edilmekteydi (5).

Sovyet yöneticileri, olası bir direnişi berterafı öngören bu dar kapsamlı soykırım girişimini -şimdilik- kaydıyla kâfi bulmuş olacaklar ki, aynı zamanda Komintern’in “mazlum doğu halkları”na yönelik propaganda çalışmalarına da destek vermek üzere, 18 Ekim 1921 tarihi itibariyle Kırım Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ni ilândan da kaçınmamışlardı. Kırım’da Türk nüfusunu yoketmeye yönelik politika üretmede ve sürdürmede kararlı olan Sovyet yöneticileri, bu defa aleni devlet terörüne gerek bırakmayan bir başka “örtülü” soykırım yöntemini hayata geçirmişlerdi: “Yapay kıtlık yaratarak hedef kitleleri açlıkla yoketmek!”... Bu yöntem, Çarlık yöneticileri tarafından Orta Asya’da, İç Rusya’da ve Osmanlı Devleti’nden işgal ile alınan “Elviye-i Selâse”de (Kars, Batum, Ardahan) defalarca uygulanmıştı (6). Örneğin, Orta Asya’da pamuk ekimi zorunlu tutulurken, pamuktan başka hiçbir ürün üretilmediği ve Merkezi Hükûmet de tahıl göndermediği için -öngörülmüş- yapay açlık kaçınılmaz olarak başgöstermişti. Defalarca tekrarlanan bu senaryo sonucu, hedef kitle planlandığı gibi “terbiye” edilmişti. Hatta o kadar ki, asimilasyon korkusuyla çocuklarını Rus-Yerli okullarına göndermekten kaçınan Türk ailelerinden, sırf çocuklarının açlıktan gözlerinin önünde ölüp gitmemesi için yiyecek karşılığı papazlara satmak zorunda kalanlar olmuştu (7). İşte, 1921-1922 yılları arasında Kırım’da ilk kez sahnelenen yapay kıtlık temalı Sovyet senaryosu, defalarca sahnelenmiş Çarlık senaryosunun farklı bir versiyonuydu, hepsi o kadar.

İlk iş olarak, 1921 mahsulünün büyük bir kısmı “merkezi plana” uygun olarak ihraç edilmişti. Sonra, rejime sadakat gösterisi olarak köylülerin elindeki tohumluklar dahil, kışı geçirmelerine imkân sağlayacak kişisel gıda stoklarına da elkonmuştu. İşte, 1921’in Sonbaharında başlayıp 1922 yılına sarkan ve yaklaşık 100.000 kişinin ölümüne, en az 50.000 kişinin Kırım’dan göç etmesine neden olan açlığın içyüzü hiç de karmaşık değildi. Hatta, açlığın insanlıkdışı boyutlarının dünya kamuoyuna malolmasından sonra, İtalyan Kızılhaçı’nın yardım önerisi, Sovyet yöneticileri tarafından gerekçesiz geri çevrilmişti. Mustafa Kemal Paşa’nın Sakarya Zaferinin hemen sonrasında Sinop üzerinden gönderdiği iki gemi dolusu tahıl, yine Sovyet yöneticileri tarafından yerine ulaştırılmayarak Ukrayna’ya sevkedilmişti (8).

Aşağıda yer alan ve bugüne kadar hiçbir yerde yayınlanmamış olan belge, ağırlıklı olarak bu yapay açlığın sonuçlarını içeriyor. Akmescit şehrinde 1. Hükûmet Matbaasında 1922 yılında basılan bu broşürün başında, Sovyet rejiminin ünlü sloganına yer verilmiş: “Bütün Dünya İşçileri ve Mazlum Milletleri Birleşiniz!”. Broşürün adı da hayli uzun: “1922 Senesi Mayıs 2’de Akmescid’de Toplanan Umum Kırım Tatarları 2’nci Bitaraf Konferansiyası - Kırım Merkezi İcraat Komitesi Reisi Gaven Arkadaşın ‘Kırım’da Açlık’ Hakkında Yapdığı Dakladı ve Konferansiyanın Müzakeresinde Bulunan Bütün Meseleler Hakkında Kabul Etdiği Kararları Havidir” (9).

Bu resmi Sovyet belgesi, “emeğe saygı”, “proleteryanın egemenliği”, “ulusların kaderlerini tayin hakkı”, “ezilen halklara özgürlük” gibi sloganlarla işbaşına gelen komünistlerin maskelerini indiriyor ve Sovyet emperyalizminin iğrenç yüzünü belgeliyor. Kırım Türk Tarihinin çok az bilinen, karanlık bir dönemine adeta projektör tutan bu belgeden çıkarılacak öylesine önemli sonuçlar ve alınacak öylesine dersler var ki!.. İşte bu tarihsel değeri haiz belgenin orijinal çevirisi (10):



“2’NCİ UMUM TATAR BİTARAF KONFERANSİYASI

BİRİNCİ GÜNÜ BİRİNCİ TOPLAŞUVI (OTURUMU)

Puşkinski Caddede Parti Klüb binasında Kırım Bitaraf (tarafsız) Konferansiyasının ilk toplaşuvı (oturumu) Osman Derenayırlı arkadaş tarafından saat dörtde açıldı.

Toplaşuda 200’den ziyade vekil buluna idi.

Prizidiyuma (başkanlık divanı) şu adamlar saylandılar (seçildiler):

Osman Derenayırlı, Selim Muhammedof, Veli İbrahimof, Hayat Hanım Vovinova, Firdevs, Çobanzade, Ahmet Özenbaşlı, Halil Çapçakçı, Hüseyin Cahid, Abdi Zekâi, İslâm Karlı, Zekiye Talebçi, Mecid.

Rusça kabılıka (?) (kâtiplik): Abdullah Kürkçi, Musayef, Osman Bekir Bayef, Bayraşefskaya ve Tatarca kabılıka: Osman Zeki, Yakub Mısınof, Riza Aliyef, Timurcan Odabaş saylandılar.

Ve büro tarafından şu ruzname-i müzakerat teklif olunarak kabul olundu:
Şûralar Hükûmetinin dahili ve beynelmilel vaziyeti,
Kırım’da iktisadi yaşavnın (hayatın) kurulışı,
Kırım’da köy iktisadiyatı,
Açlık ile güreş (mücadele),
Tatarları Sovet (Sovyet) Hükûmet işlerine celbetmek,
Tatarlar arasında san’at ve ziraat bilgisinin dağılması,
Kırım’da halk savlıgını (sağlığını) saklav (koruma).



Konferansiyayı Kırım Merkezi İcra Komitesi Reisi Gaven, Halk Komisarları Şûrası nâmından Selim Muhammedof, Kırım Oblastnoy Komiteti nâmından Izır İloviç, Zenaat Birlikleri nâmından Kiselef, ‘Kavkorslar’ nâmından Hüday Berdiyef ve Tatar Bürosu adından da Osman Derenayırlı arkadaşlar tebrik etmişlerdir.

Sonra, Şûralar Cumhuriyetinin dahili ve beynelmilel vaz’iyeti hakkında İzır İloviç arkadaş daklad (rapor) yapmışdır. Dakladın sonunda konferansiyanın birinci gününün birinci açılışı kapanmışdır.

KONFERANSİYANIN 2’NCİ GÜNÜ ÖĞLEDEN EVVEL BİRİNCİ TOPLAŞUVI DERENAYIRLI ARKADAŞIN TAHT-I İDARESİNDE SAAT 9’DA AÇILMIŞDIR.

Dünkü içtimada (toplantıda) beynelmilel vaziyet hakkında Izır İloviç arkadaş tarafından yapılan dakladı Selim Muhammedof Tatarca tercüme etmişdir.

Daklad üzerine münakaşa açılarak Çobanzade, Çapçakçı, İbrahim Tarpi, Sufi, Derenayırlı ve Özenbaşlı arkadaşlar söz söylemişlerdir.

Şûralar Hükûmetinin dahili ve beynelmilel vaz’iyeti hakkında İzır İloviç arkadaşın dakladı hakkında konferansiya tarafından şu karar kabul olunmuşdur:

İkinci Kırım Bitaraf Tatar Konferansiyası Oblastnoy Komitet vekili arkadaş Izır İloviç’in beynelmilel vaz’iyet hakkındaki dakladını dinleyerek şu aşağıdaki kararı kabul etmiştir:

Sovet hâkimiyeti sözle değil, işle muharebeyi muzafferiyetle bitirerek köy tasarrufatı ve sınayii yerine getirmeye çalışıyor.

Bu maksadla orduyu ihtisar ve iaşe vergisini prodaloga tebdil ederek hüner ve sınayiin el işlerine geniş yollar açmışdır. Sovet Hükûmeti bir sıra dekret ve kararları ile kooperatsiya işlerini yengilleştirmiş (kolaylaştırmış) ve bu yol ile bütün Rusya gitdiği gibi Kırım Cumhuriyeti de gitmektedir.

Kırım İcra Komitesi ve Halk Komiserleri Şûrası kararlarına binaen mahalli hâkimiyet tütüncülük, sabancılık ve şarabçılık işlerini düzeltmeye çalışmaktadır.

Mahalli Hükûmet, köylülere orluk (tohumluk) dağıtdı ve hal hazırda açlıkla mübareze etmektedir.

Köylü istihsalâtının yükselmesine ve bahusus Kırım Tatar köylüsünün kuvvetleşmesine ... bir mania var ise o da Sovet Cumhuriyeti’nin düşmanları olan beynelmilel haydudlar: İngiltere, Fransa, Yaponya (Japonya), kapitalistleridir. Bunların ebedi maksadları yer yüzünde yegâne amele hükûmeti olan Savet (Sovyet) Cumhuriyeti’ni yıkmakdır. Onlar Cenova Konferansiyasına toplaşarak bu maksadlarını bize karşı ilân etdikleri talepleri ile gösterdiler. Onlar bizden cenkden (savaş) evvelki, cenk zamanında ve cenkten sonraki borçlarını taleb ediyorlar. O borçları ise Çar ve onun generalleri borçlanmışlardır. Buna kanaat etmeyüb bizden memleketimizde olan ecnebi fabrika ve zavodların iadesini taleb ediyorlar. Bundan ma’da bizim memleketde kendilerine mahsus mahkemelerin tesisini taleb ediyorlar. Biz bu talebleri kabul edemiyoruz. İşte bunun için Cenova’daki vekillerimizden bütün Rusya emekdarları ile birlikte Cumhuriyetimizin menfaatını taleb etmesini; Şûralar (Sovyetler) Hükûmeti’nin kapitalistler tarafından tanılmasını; bundan ma’da bizim Vrangel ve diğerlerinden çekdiklerimiz zararların ödelmesini talep ediyoruz. Bu şartlar kabul edilmedikçe herhangi bir muahede (antlaşma) yapılıyorsa yapılsın Şûralar Rusya’sı için yalnız bir çengel olacakdır.

Rusya’daki bütün bozgunlara, açlığa rağmen Kızılordu gerek Cenova’da ve gerek çölde emekdarlar menfaatini müdafaa edeceğine emin olduğumuzu ve Tatarların bugünki hali her ne kadar ağır olsa da konferansiyada sizi Sovet Hükûmeti’nin Tatarlara yardım edeceğine emin olmanızı temin ediyor. Konferansiya bütün emekdar Tatarlara müracaat ederek Savet Hükûmeti etrafında toplaşmalarını ve böylelikle iktisadi yıkıntılardan kurtulub giden iktisadi hayatı kurmaya gayret etmeye da’vet ediyorum.

Yaşasun Sovet hâkimiyeti.

Yaşasun o hükûmetin dayağı olan kırmızı ordu.



KONFERANSİYANIN İKİNCİ GÜNÜ ÖĞLEDEN SONRAKİ 2’NCİ TOPLAŞUVI OSMAN DERENAYIRLI ARKADAŞIN RİYASETİ ALTINDA AÇILMIŞDIR:

Toprak meselesi hakkında Şiderof arkadaşın dakladı üzerine müzakere açılarak, Bek Arslanof, İsmail Gaffar, Boloşef, Veli İbrahimof, Seyit Celil Hattatof, Hekim Müslim, Sufi, Muhammed Körbekli, Kulmambet, Bekir Odabaş, Halil Çapçakçı, Hasan Meftunof, Osman Derenayırlı, Can Kılıç ve Selim Muhammedof arkadaşlar tarafından söz söylenmişdir. Bundan sonra Şiderof arkadaşın dakladı üzerine şu karar kabul olunmışdır. K.S.Ş. (Kırım Sovyet Şûra) Cumhuriyeti Halk Toprak Komisarlığının köy iktisadiyatının kurtarılması çarelerine ait dakladı dinleyen İkinci Bitaraf Kırım Tatarları Konferansiyası, köy iktisadiyatını kurtarmak için Kırım Toprak Komisarlığının tutdığı yolu muvafık tapar (bulur). Köy iktisadiyatının ayağa basdırılması işinin çok vakide ihtiyacı olduğunu gözönüne alan konferansiya, hal hazırda Kırım İcra Komitesi İkinci Cıyılışının (toplantısının) köy iktisadiyatını kurtarmak ve ayağa basdırmak hususundaki kararlarını tizlikle meydana getirmeği lüzumlu addediyor.

Bundan başka konferansiya şu istekleri söylemeyi lüzumlu tapar:
Köy iktisadiyatının bu sene içinde daimi toprak münasebetleri ve serbest toprakdan faidelenmek esaslarına dayanarak toprağa ihtiyacı olan köylüler arasında bilfiil taksimini bitirmelidir.
Gerek Köy İktisadiyat Bankasından borç para verilirken ve gerekse maddi (inventar, saçolık, orluk vesaire gibi) yardım verilirken hükûmet tarafından yardım edilmediği takdirde ayağa duramayacak az topraklı köylüleri ayrıca gözönüne tutmalıdır.
Köy iktisadiyatını canlı inventar ile temin etmek için her türlü tedbirlere müracaat etmelidir. Bu işi hem Kırım Halk Toprak Komisarlığı ve hem köy kooperatifleri yapmalıdır. Bunun meydana getirilmesi Cumhuriyetin furajla (hayvan aşayitiyle-hayvan yemi) temin olunması lâzımdır. Bunun için piçen (ot) toplamak işine çok büyük ehemmiyet verilmelidir.
Hükûmet hazaystvalarında (çiftlik) ve dağ işlerinde işsiz köy halkının çalıştırılmasına ayrıca dikkat etmelidir. Kırım dağlarının külturada ehemmiyeti olduğundan dağların muhafazası hususunda tedbirler ittihaz olmalıdır.
Köylünün ağır vaziyetinden faidelenerek mal ve mülküni, mahsullerini yok fiatına alan alışverişçiler ve vasıtacılardan köy halkı kurçalanmalıdır (kurtarılmalıdır). Şimdiye kadar açlıktan dolayı satılan emvali, gayrimenkuli sahipleri kaytarılmalıdır (iade edilmelidir).
Köy halkının kooperatif birlikleri vasıtasile hükûmet müesseseleri ve kooperatiflerle doğrudan doğruya alışveriş münasebetlerine girişmeleri için yardım etmelidir. Bunun için Halk Toprak Komisarlığının bu senenin aşlığından (ekininden) ayrı fond hazırlaması lâzım olduğu gibi kendi kooperatifleri vasıtasıyle köy halkının da ayrı fond hazırlaması lâzımdır.
Köy İktisadiyatı Bankasının köy istihsalcilerine (üreticilerine) borca para vermek için tizlikle işe girişmesi lâzımdır. Hükûmet köy bankalarından yardım alu hususlarında Tatarlar için kolaylıklar ve bazı imtiyaz gösterilmesi, bundan da başka bankalardan yardım almak hususlarında Tatarlar için bir ‘Anlatu (Danışma) Bürosu’ açılmalıdır.
Prodnalog toplandığı vakit takatsız köylere ayrıca ehemmiyet virmeli ve onları prodnalogdan azad etmelidir.
Yerli Tatar halkı köy iktisadı şeraiti (şartları) ile yakından tanış olduğu için, yerli Tatar halkı gerek toprak işleri idarelerine ve gerekse köy iktisat bankalarına celbetmelidir.
Halk Toprak Komisarlığı köy şûraları da dahil olmak üzere bütün mahalli toprak idarelerile rabıta ve münasebeti kuvvetleştirmelidir. Bilhassa toprak işleri idarelerinde bürokratlığın kaldırılmasına çalışmalıdır. Konferansiya Kırım Tatar işçi ve köylü kitlelerine geniş suretde kooperatif işine sarılmaya ve Savet apparatlarile sıkı suretde bağlanmağa davet eder. Ve bu sayede köylülerle proleteriyat ile birlikde köy iktisadiyatı cebhesinde tam galebiyete nail olabilir.
Suların suret-i isti’mal (kullanım) ve tevziinde şûra malikanelerile köylülerin arasında adalet gözetmek.
Toprak ihtiyacı olan rayonlarda olan sovhozlar köylülere verilmelidir.
Köy, davar, at ve daha gayri köy hayvanlarını marazlıkdan (hastalık) veyahud halkın kesmesinden kurtarmak için tedbirler kurulmalı ve tizden gaib olmak derecelerine gelen hayvanatın yerine doldurmak için (nar kom zom) hayvanat evleri açılmalı.
Yalı boyunun yaşavunı en birinci tütün ve şarab temin etdiğinden bunlar hakkında konulan aksızların (haksızlıkların) yeniden bakılmasını isteriz.
Dağ içerisinde kalgan (kalan) eskiden dağ işiyle kendi aşayacağını (yiyeceğini) çıkarganlarga (çıkaranlara) nar kom zom çöllerin boş yerlerinden toprak vererek toprak işiyle meşgul etdirmek ve köy iktisadiyatını düzeltmek için onları boş yerlere yerleşdirmeyi ve umumiyetle şehirlerde ve köylerde bolgan (olan) topraksız Tatar köylülerine hükûmet fondundan toprak verilerek onları yerleşdirmek için maddi ve manevi yardımda bulunmalıdır.
Tatarlar arasında arteller ve teşkilâtların meydana gelmesi hakkında hiç bir iş yapılmadığından bu işlerin de canlanmasını isteriz.





KONFERANSİYANIN 3’NCİ GÜNÜNÜN 1’NCİ TOPLAŞUVI ÇOBANZADE ARKADAŞIN RİYASETİNDE AÇILIYOR, ‘KIRIM’DA AÇLIK İLE MÜBAREZE’ HAKKINDA DAKLAD İÇİN KIRIM MERKEZİ İCRAAT KOMİTETİ REİSİ GAVEN ARKADAŞA SÖZ VERİLİYOR.

GAVEN - Arkadaşlar!

Volga boylarını, şarki Rusya’yı, Ukrayna’nın bir kısmı ile Kırım’ı sarub olan dehşetli açlık, yalnız Rusya işçi kitlelerini değil, bütün dünyanın dikkatini üzerine celbetmiştir. Bu büyük âfetin en baş sebebleri şunlardan ibaretdir: Dört yıl süren imperyalizm harbi (I. Dünya Savaşı) fabrika ve zavodları yıkdığı gibi, Rusya köy iktisadiyatını da alt üst etdi. Nakliyat işlerini ise temamile yolından çıkardı. İmperyalist hükûmetler, bizde vatandaş muharebesinin çıkması için var kuvvelerini sarf etdiler. Bu maksadla onlar Rus aksi inkilâpçılarını (karşı devrimcilerini) Savet Hükûmetinin üzerine hücum etdirdiler. Onlara her türlü harbi ve para yardımını gösterdiler. Savetlerin 9’ncı Umum Rusya Siyezdinde (Kongresinde) Volga boyu, Ukrayna ve Kırım’da podanları aç köylü ve işçi vekilleri, cellad Kolçak, Denikin ve Vrangel’e yardım eden bütün cihan emperyalist canavarlarına özlerinin lânet ve nefretlerini gösterdiler. Açlığın göze görünen tüb (esas) sebebi, 1921 senesinin misli görülmemiş kıtlığı olmışdır. 1921 Senesi Rusya’nın aşlığa (ekine) olan ihtiyacı, elde edilen bütün mahsulden 300 milyon pud ziyade idi. 1921 Senesi bütün Kırım’da 2 milyon puddan ziyade mahsul elde edilememiştir. Bu orta hesabla, her bir desetinadan 3 pud kadar mahsul alındı, dimektir. Orta hesabla Kırım’da her desetina 40 pud verirdi. Dimek geçen senenin mahsulünden 13 kere ziyade mahsul alınırdı.

1921 Senesi Kırım’ın aşlığa olan ihtiyacı şu mikdarda idi: Ekmek- 4.513.924, hayvan aşı- 2.614.572, orluk- 3.312.846 pud, hepsi 10.593.442 pud (1 pud = 16 kilogram) lâzımdı. Halbuki geçen sene ancak 2 milyon pud kadar aşlık alınabildi. Bunun için 8.5 milyon aşlık yetişmeyüb kaldı.

Görüle ki, 1921 senesi elde edilen mahsul 4 aydan ziyadeye dayanamayacakdı. Noyabr (Kasım) ve Dekabr (Aralık) aylarında Kırım köyleri bütün erzak ve orlugunu bitirmişdi. Geçen senenin güzündeki saçular (ekim), geçen yılların ihtiyata (zapasine) ümid bağlab (bağlayıp) oturmanın boş olduğunu tamamile gösterdi. Zira, geçen sene güzünde ancak 86.829 desetina toprak ekile bilmişti. Bu saçmaga (ekime) hazırlanan yerin yüzde 28’ini teşkil ete idi (ediyordu).

Ta Oktabrda (Ekim) merkezden yardım gösterilmesinin lüzumu başgösterdi. Fakat, Kırım’ın iktisadi vaziyetine dair verilen haberlerin birbirine zıd olması veya yanlış istatistik malûmatı verilmesi neticesinde merkezi idareleri, Kırım’ın erzak menbaları hakkında tamamile yanlış fikirlere malik edilir. Merkezi Açlara Yardım Komitesi, bu malûmatın tamamile yanlış verildiğini isbata muvaffak olduktan sonra, 1922 senesi Fevral (Şubat) 16’sında Kırım, resmi olarak aç tanınmıştır. Kırım köy iktisadiyatı ise özünün ihtiyacını (zapasını) Dekabrda bitirdiğinden, Kırım şehir ahalisinin (ihtiyacını) temin etmek için dıştan ekmek getirilmesine lüzum görüldü. Kırım’ın umumiyetle her ay en az üçyüzbin pud ekmeğe ihtiyacı vardı. Halbuki Noyabr-Yanvar (Ocak) aylarında ellişerbin puddan ziyade ekmek idhali olmamışdır. Bu suretle Kırım ahalisinin üçte ikisinden ziyadesi açlığa mahkûm dimekdi.

Kırım’da açlık alâmetleri 1921 senesinin güzünde görüne başladı. Tam manasile açlık 1921 senesinin sonunda meydana çıkmışdır. Açlığın artmağa başladığı ilk devirlerde ölüm birden bire göterildi (arttı). Noyabra kadar açlık ölümü hemen görülmedi. Noyabr ve Dekabr aylarında açlıkdan hepsi binbeşyüz kadar ölüm oldığı halde Yanvar’da sekizbinden eksik olmamışdır.

Fevralden (Şubat) itibaren açlığın nasıl inkişaf ettiğine dair az çok istatistik malûmatına mâlik olmakdayız.

İşte size Fevral ayından başlab (başlayıp) açlığın nasıl bir şekil aldığını gösteren rakamlar:

AÇLARIN SAYISI

Okruglar Ahalinin Mikdarı Fevral Mart April

Akmescid 180.000 28 % 51.606 45 % 81.992 5 % 88.408

Akyar 130.000 26 % 35.876 6 % 77.754 6 % 79.042

Gözleve 83.000 1 % 25.995 45 % 37.000 4 % 37.000

Canköy 58.000 5 % 38.043 65 % 38.879 6 % 43.891

Yalta 65.000 0 % 58.555 76 % 50.000 6 % 38.000

Kefe 110.000 0 % 66.350 59 % 65.000 5 % 63.000

Kerç 75.000 37 % 28.630 38 % 27.885 4 % 28.212

Yekün 701.000 43 % 305.055 52 % 368.510 53 % 377.553

ÖLENLERİN SAYISI

Okruglar Fevral Mart April

Akmescid 4 % 2.200 7 ½ % 5.079 4 ½ % 3.900

Akyar 7 % 2.384 6 ½ % 5.599 4 % 3.689

Gözleve 4 % 0.500 ? 4 % 0.500 3 ½ % 0.225

Canköy 1/3 % 0.140 ? 3 % 1.389 4 % 1.389

Yalta 6 % 4.000 4 % 2.098 2 % 1.098

Kefe 7 % 4.937 6 % 4.437 3 % 1.965

Kerç 1 % 0.373 1 % 0.420 5 % 1.331

Yekün 5 % 13.644 5 % 19.52 4 % 13.598

İstatistik apratlarının tam manasile yerinde olamaması dolayısıyle bu malûmatı hakiki mikdara yakın hesab etmek mümkindir.

Yaş, milliyet, içtimai vaziyet itibarile açlar hakkında tam bir malûmat elde edilememiştir. Açların tam mikdarı hakkında tam bir malûmat yokdır. Ekseriyetle gereği gibi aşayamayanlar da (yiyemeyenler) açlar sırasına yazılmaktadır; diğer taraftan istatistik hesabı bütün açları içine almaktadır. Bununla beraber elde edilen malûmatdan anlaşıldığına göre Fevral-Mart içlerinde bütün rayonlarda açların mikdarı birden bire yükselmektedir. Açlık dehşetli bir şekil almaktadır. Fevralde bütün ekim (köylü) halkının yüzde 53’ü açlık çekmekte idi. Bu sayı Mart ayında birden bire yüzde 52’ye kadar yükselmektedir. Aprilde (Nisan) biraz değişme görülmekdedir. Açların umumiyetle sayısı değişmiyor, hatta bir prosent (% 1) kadar yükseliyor. Açların sayısının artmasına nisbeten açlıkdan ölenlerin sayısı da artmaktadır. Fevralin birine kadar açlıkdan 9-10 bin adam öldüğü halde, Fevralde bu sayı 13.500’e, Mart ayında 19.500’e çıkdı. Aprilin ilk yarısında ise 13.500 kişi ölmüşdür. Bütün Kırım’da Mayısın birine kadar hepsi 70.000’den ziyade adam ölmüşdür. Bu, bütün Kırım ahalisinin yüzde 10’unu teşkil etmektedir. Açlığın umumi levhası şu şekildedir.

Şimdi, Kırım İcra Komitesi yanında bulunan Açlara Yardım Merkezi Komitesi’nin açlıkla yaptığı güreşin (mücadelenin) suretine geçelim. Şimdi kısa olarak bala (çocuk) evleri, ocakları, kollektör ve besleyici noktalar ağının nasıl inkişâf etdiğini gözden geçireyik. Bu ağlarını Merkezi Yardım Komitesi, özünün ilk defaları pek o kadar kuvvetli olmayan gelir yerlerine dayanarak meydana getirmişdir. Son dört ay içinde bir plan dairesinde meydana gelen bu müesseseler, ameli bir temel teşkil etmektedirler. Açlara Yardım Komitesi, bu temele dayanarak tecavüz eden düşmana karşı kat’i hücuma girişmişdir.

Merkezi Açlar Yardım Komitesi müesseselerinin nasıl artdığını şu rakamlar güzel göstermektedir:

Fevralde bulunan bala evleri ve kollektörlerinin adedi: 127 Bunlardaki balaların mikdarı: 11.823

Martda “ “ “ “ “ : 203 (?) “ “ “ : 27.660

Aprilde “ “ “ “ “ : 193 “ “ “ : 21.702

Fevralde aşhane ve besleyici noktaları adedi: 118 Bunlardan aş alanların mikdarı: 28.387

Martda “ “ “ “ “ : 308 “ “ “ “ : 53.884

Aprilde “ “ “ “ “ : 380 “ “ “ “ : 75.022

Bu rakamlardan bize bala evleri (yuva) ve kollektörlerin mühim bir suretde artdıklarını gördüğümüz gibi aynı zamanda besleyici nokta ve aşhaneler ağının da genişlediğini göremiz (görüyoruz). Aşla faidelenenlerin sayısı gitdikçe artmaktadır.

Fevral ayında 40.210 aç beslendi dimek bütün açların yüzde 15’i

Mart “ 81.441 “ “ “ “ “ “ 23’ü

April “ 96.812 “ “ “ “ “ “ 25’i

(*) Mayısın birinci yarımı için 125.000 pay verildi. Bütün açların yüzde 35’i

Mayısın ikinci yarımı için 168.000 “ “ “ “ “ 45’i

Her ay için adam başına şu mikdarda pay veriledir:

12 Funt un, yarım funt şeker, iki funt yeşillik, iki funt körpe (?), bir funt tuz ve iki funt et.

Gerek dıştan ve gerekse içeriden virilen yardım ziyadeleştiği için Merkezi Açlar Komitesi’nin fondu da artmıştır. Başda bir merkezden altun para ile 100 bin ruble alınmışdır. İkincide Merkezi Yardım Komitesi, umumi nolug (vergi), ticaret ve sınayi müesseselerinde fevkalâde noluglar almak suretile yeni yeni gelir çokrakları elde itmektedir. Burjuvaziyadan alınacak nolug 10 milyara kadar büyük para verecekdir. Açlar için alınacak nolug, virmek istemeyen burjuvaziyaga karşı en dehşetli tedbirler gösterilecekdir. Hatta böyleleri idam bile idileceklerdir. Bundan ma’da Kırım’a giren ve çıkan mallardan virgü (vergi) alınacakdır. Hususi adamlardan yüzde 10 ve kooperatif teşkilâtlarından yüzde 5 alınacakdır. En nihayet kardeş Cumhuriyet olan Gürcistan’dan, 57.000 pud erzak gelmişdir. Bu konferansiya namından bize kardeş yardımını gösteren Gürcistan işçilerine, Kırım köylü ve işçilerinin teşekkürlerini bildirmeyi teklif ediyorum (büyük alkışlar).

Merkezi Açlar Komitesi fondunun bu suretle ziyadeleşmesi, Mayısın ilk aylarında ... mikdarını 105 bine ve Mayısın ikinci yarısında ise 145 bine kadar yükselmek imkânını vermişdir. Buna Kırım Soyuzun, Merkezi Yardım Komitesiyle yaptığı mukavele mucibi vereceği 10 bin payonide (?) koşacak (ekleyecek) olursak, bu mikdar 155 bine çıkar. Buna 6000 işsizi işletmek için ayrılan fond ile 7000 pud mikdarındaki ham eşya fondunu koşarsak Mayıs ayında Merkezi Yardım Komitesi 168 bin aç bakabilecekdir. Bu, bütün Kırım açlarının yüzde 45’ini teşkil etmekdedir.

Bundan sonra, Merkezi Açlara Yardım Komitesi, özünün teşkilâtındaki tecrübesine, özünün gelir çokraklarının artmakda olan kuvvetine ve işçi kitlelerinin geniş yardımına dayanarak büyük bir cesaretle diye bilir ki o, Mayıs ayında açlık cebhesinde kat’i hücum ve tecavüze geçebilmek iktidarındadır (büyük ve sürekli alkışlar).

Bununla konferansiyanın 3’ncü gününün 1’nci toplaşuvı kapanıyor.

KONFERANSİYANIN ÜÇÜNCÜ GÜNÜNÜN İKİNCİ TOPLAŞUVI ÇOBANZADE ARKADAŞIN RİYASETİNDE AÇILIYOR:

Gaven arkadaşın dakladı üzerine münakaşa açılacak- Halil Çapçakçı, İdrisof, Kubayef, İslâm Abbas, Abdurrahman İbrahimof, İbadullah Seyid Muhammed, Seyid Halil Arif, Sufi, Hüseyin Cahid, Ömer Hacı Hasan, Kul Ahmed, Menli Ahmed, Osman Abbas, Ali Şişman, Seyid Celil Hattatof, Sadık Berri, Fadıl Süleyman, Zâkir Abdullah, Hasan Muftof, Hamid Bekirof, Selâm Karlı, İbrahim Tarpi, Selim Muhammedof, Hekim Müslim, Bekir Odabaş, Halil Şasi, Selime Hacı Hasan arkadaşlar söz söylemişler.

Bundan sonra Gaven arkadaşa son söz verildi.

Gaven arkadaşın son sözünden sonra konferansiya açlık hakkında şu kararı kabul etmişdi:

Kırım İkinci Bitaraf Tatar Konferansiyası, Gaven arkadaşın Merkezi Açlara Yardım Komitesi’nin faaliyeti hakkındaki dakladını dinledikden sonra şu netice ve kararlara gelmişdir:
Kırım’da açlığın sebebleri şunlardır: a-) 8 Yıl süren imperyalist ve vatandaş muharebesinin neticesinde memleketin iktisaden perişanlığı, b-) Son yarım asır zarfında Kırım’da görülmeyen kuraklığın bütün mahsulâtı gaib etmesi ve yeni iktisadi siyasetin tatbikinde lâzım gelen çevikliğin ve becerikliğin yoklıgı, c-) Tütün, üzüm, deri ve saire gibi ham eşyanın gerek dahili ve gerekse harici pazarlarda para etmemesi, d-) Ham eşyayı satup para edecek müesseselerin gereği gibi mali çokraklara mâlik bulunmaması, e-) Kırım ham eşyasının daha ziyade fiyat edeceği yerlere götürecek nakliyat vasıtalarının yolundan çıkması, f-) Savet ve onun iktisadi idarelerinin iş görmesine binaen bu en büyük bir mani teşkil eden haydudluk.
Açlığın artması, vesaitin (vasıtaların) azlığı ile meydana gelen ağır şeraite (şartlara) rağmen Merkezi Açlara Yardım Komitesi’nin faaliyeti kanaat bahşdır.
Açlara Yardım Komiteti, faaliyetini şu yolda devam etdirmelidir:




A-) Bala evleri, ocak ve kollektör ağlarını genişletmeli, onları erzak ve hıfz-ı sıhhiyece temin etmeli ve bala aşhanelerini ziyadeleştirmelidir, bilhassa bu hususda en ziyade açlıkdan zahmet çeken dağ betlerine “Sudak, Yalta, Karasu, Bahçesaray, Kökköz rayonlarına) ehemmiyet virmelidir. B-) Bala ev ve bağçelerinde (kreş) Tatar balaları ahalinin sayısına nisbeten azlığı teşkil etdiğinden, konferansiya, bu gayri tabii halin ortadan kalkmasını lüzumlu addeder. C-) Taş ve toprak yolların bozukluğu bu yıl mahsulünün nakline büyük zarar vireceğinden, konferansiya, yolların tamiri gibi halka faydalı cemaat işlerinin genişletilmesini ve ziyadeleştirilmesini lüzumlu bulduğu gibi diğer taraftan ince ve nazik kültür işi mahvolmakdan kurtarmak maksadıyle açlık çeken bağ ve bağcılara bilhassa tütüncülere yardım edilmesini de lüzumlu addeder. D-) Tatar bala evleri ile ocaklarında terbiye ve sağlık işlerine bakanları artdırmak ve açlık çeken rayonları (bölge) tahkik ve teftiş etmek için açlık cebhesine geniş bir suretde Tatar intelegensiyasını (entellektüellerini) celb etmelidir ve lüzum görüldügü takdirde mecburi tedbirlere bile girişilmelidir. E-) Karşılıklı yardım komiteleri vasıtasile zenginlerden, alışvirişçilerden, halli ve takatli köylülerden vesaireyi açlar faidesine mecburi vergi almak suretile onları yardım işine celbetmek gerek olduğı gibi aynı zamanda açlıkdan zahmet çekenleri işe sokmalıdır. F-) Açlara Yardım Komitetinin mağazalarına, aşhane vesair yardım veren yerlere hücum eden ve bu suretle açlıkdan ölen köylü, işçileri ve balaları dalayan (soyan) haydudlar ve canavarlar ile merhametsizce kavga etmelidir.
Okrug, rayon yardım komitelerinin faaliyetini teftiş ve bunları Tatarlaşdırmak için Merkezi Açlara Yardım Komiteti buralara Tatar hâdimlerini göndermelidir.
Amerika’dan getirtilib de Kırım tarikile (yoluyla) Volga boyuna gönderilen orlukların bir kısmının Kırım’da kaldırılması için Merkeze ve “A.A”ya müracaatda bulunulmalıdır.
Konferansiya, Balkan Tatarlarından Kırım Tatar açları için iane toplamak maksadile Tatarlardan üç vekilin Romanya’ya ve İstanbul’a gönderilmesini lüzumlu addeder.
Cemaat işleri (obştestvennie raboti) teşkil ederken en ziyade bakılmayub bırakılan bağ ve bağçeleri nazarı dikkate almalıdır. Bu bir tarafdan açlığı eksilteceği gibi diğer tarafdan gelecek sene açlığın önünü alabilir.
Konferansiya, erzak vesaireyi evleşdirirken (dağıtımı yaparken) ilk nöbetde açlık olan yerlerdeki istihlâk kooperatiflerine azami erzak vermeleri hususunda, Kırım İcra Komitesi’nin kooperatif birliklerine - Kırım ve selsoyuza lâzım gelen emirleri vermesini rica eder.
Kırım müessesan (kurucu) şûralarının siyezdine kadar Kırım’ın idaresi kanaat bahş olmadığı gibi gayet zaif idi ve bu açlığın sebeblerinden biri olmışdır. Konferansiya, geçen sene Kırım’dan 2 milyon aşlık alındığı halde 9 milyon alındığına dair merkeze yanlış istatistik malûmatı vermekle kabahatli olanların işlerinin tahkik etdirilmesini, Kırım Merkezi İcra Komitesiyle Moskova’da bulunan Kırım Hükûmeti Vekâletine havale eder.
Merkezi Açlara Yardım Komitetinin Hey’eti Tatarlarla kuvvetleşdirilmelidir.
Mümkün olduğu kadar açlıkdan ölenlerin hesabını toplamak için Tatarlardan istatistik gönderilmelidir.
Konferansiya, hariçden veyahud Rusya’dan gelen bazirgânların Kırım pazarlarından ham eşyayı mukabiline erzak getirmeksizin para ile satın almalarının men edilmesini lüzumlu addeder.
Konferansiya, açlığın mikdarını eksiltmek maksadile hükûmetin Merkezi Açlara Yardım Komitesi faidesine birkaç milyon pud tuz ayırmasını lüzumlu addeder.
Kırım’da açlık çeken Tatarlara verilmek üzere Balkandaki Tatarlardan toplanılan erzağın doğrudan doğruya Tatar Karşılıklı Yardım Cemiyeti’ne verilmesini lüzumlu addeder.

Konferansiya, bütün Kırım köylü ve işçilerinin umumi say (çalışma) ve gayreti, beynelmilel proleteryat ve mazlum şark işçilerinin yardımıyle işçi cumhuriyetinin dehşetli düşmanları olan açlık ve yıkıntılığın mağlûb edileceğini kaviyyen ümid eder.

Bundan sonra Gaven arkadaş şu tebrik telgraflarının gönderilmesini teklif etmiş ve bu teklif büyük alkışlarla karşılanmışdır:

I

BEYNELMİLEL İŞÇİLER YARDIM BÜROSUNA

İkinci Kırım Bitaraf Tatar Konferansiyası, bütün Kırım işçi Tatarları nâmından, başda Beynelmilel İşçiler Yardım Bürosu olmak üzere bütün beynelmilel proleteryata, Rusya’nın aç köylü ve işçilerine gösterdiği yardım için selâmlarını ve samimi teşekkürlerini beyan eyler ve bu yardımın 400 binden ziyade açı olan ve 75 bin açlık kurbanı veren Kırım’da gösterilmesini rica eder.

II

GÜRCİSTAN MERKEZİ AÇLAR KOMİTETİNE, KOPYASI - GÜRCİSTAN HALK KOMİSARLAR ŞÛRASI’NA

İkinci Kırım Bitaraf Tatar Konferansiyası, açlık çeken Kırım köylü ve işçileri nâmından, Kırım açlarına gösterilen yardım için kardaş cumhuriyet olan Gürcistan işçilerine özünün selâmlarını ve samimi teşekkürlerini beyan eyler.

III

AZERBAYCAN HALK KOMİSARLAR ŞÛRASI’NA

İkinci Bitaraf Tatar Konferansiyası, açlık çeken Kırım köylü ve işçileri nâmından kardaş cumhuriyet Azerbaycan’ın işçilerini açlık felâketile mübarezede (savaşımda) yardım göstermeye davet eder. Kırım’da 400 binden ziyade halk yani bütün ahalinin % 60’ı açlık çekmektedir. Şimdiye kadar açlıkdan 75 binden ziyade ölen vardır. Bunun 50 binden ziyadesi Tatardır. Kırım Tatarının 1/5’inden ziyadesi açlıkdan mahvolmuşdur. Erzakça Azerbaycan’ın çekmekde olduğu zahmeti göz önüne alan konferansiya, Azerbaycan’da çoklukla bulunan mahsulât ile - neft (petrol), benzin, gerosin vesaire ile - Kırım’ın açlarına yardımda bulunmasını rica eder.

Bununla konferansiyanın 3’nci gününün 2’nci toplaşuvı kapalıyor.

KIRIM MERKEZİ İCRA KOMİTESİ NAMINA KIRIM AÇLARINA YARDIM İSTEB ANADOLUYA GİDEN VEKİLLERİMİZDEN ŞÖYLE BİR TELEGRAF ALINMIŞDIR!

KIRIM AÇLARA YARDIM KOMİTESİ’NE

1922 Senesi April 24’ünde Hasan Sabri Ayvazof daklad ve beyanatından sonra Ankara ahalisinin umumi içtimaında (toplantısında), Kırım’da açlık çeken kardaşlara yardım maksadile yardım komitesi teşkil edilmişdir. Gerek olan yardımı te’min için komite Türkiye’de vesair Müslüman memleketlerde yardım toplanmasına mübaşeret etmişdir (önayak olmuştur). Gelen ianeleri toplamak ve göndermek işini üzerine bizim Hilâl-i Ahmer (Kızılay) teşkilâtımız almışdır. Bundan başka bizim komite, sekiz yaşından yukarı olan aç balaların bir kısmını bakmak için Türkiye’ye kabul etmeyi üzerine alır. Bunun için komite, sizin açlara yardım komitesiyle diğer bu gibi müesseselerin bu işi meydana getirmek hususunda lâzım gelen tedbirleri göstermelerini lüzumlu addeder. Mesele fevkalâde ehemmiyetli olduğundan tizlikle cevap vermenizi rica ederiz. Aynı zamanda şunu da bilmek isteriz ki, bizim komite ne suretle Kırım açlarını a’zami yardım ile temin edebilir. Bizim komite şu adamlardan teşkil etmiştir:

Reisi: - Sabık Müdafaa-i Milliye- Vekili Rıfat Paşa, Serkâtib (Genel Sekreter): İzmir Mebusu Mahmud Esad (Bozkurt) Bey, Doktor Reşid Bey ve Numan Usta - Büyük Millet Meclisi Mebusları: Doktor Fuad (Umay) Bey, mebus - Balalara (Eftal) Himaye Cemiyeti Başkâtibi Esadi Efendi; doktor Adnan (Adıvar) Bey, - Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’nin Reisi: Dr. Lütfi.

(Mesajı ileten Ankara’daki Kırımlı temsilciler) Ayvazof, Nedim.

YUKARIDAKİ TELGRAFA MERKEZİ AÇLARA YARDIM KOMİTESİNDEN ŞU CEVAB GÖNDERİLMİŞDİR:

ANKARA BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’NE VE KIRIM VEKİLİ AYVAZOF’A

Kırım İcra Komitesiyle Merkezi Açlara Yardım Komitesi, Kırımlı aç kardaşlarınıza yapmakda olduğunuz yardımdan dolayı size teşekkürlerini beyan eyler. Bu gün Kırım’da 400 bin kişi açlık çekiyor, bunun yarısını balalar teşkil etmektedir. Mayıs bire kadar Kırım’da açlıkdan yetmiş bin kişi öldü. Balaların asgari bir suretde temin olunmalarını nazar-ı dikkata alan Merkezi Açlara Yardım Komitesi, yolların uygunsuzluğuna rağmen sizin gösterdiğiniz yaşda beşbin kadar bala gönderebilir. Bunlar açlığın bitmesiyle Kırım’a kaytacaklardır (döneceklerdir). Bunların nasıl ve ne suretle gönderilebilecekleri hakkında fikrinizi bildiriniz. En ziyade erzaka ihtiyacımız vardır. Bunları Kefe veya Sivastopol’a Merkezi Açlara Yardım Komitesi nâmına gönderiniz. Toplanan paralara da erzak almanızı rica ederiz.

Kırım İcra Komitesi ve Merkezi Açlara Yardım Komitesi’nin Reisi: GAVEN.

R.S.F.Ş. CUMHURİYETİ’NİN ANKARA ELÇİSİ ARALOF ARKADAŞDAN ŞU TELEGRAF ALINMIŞDIR:

Moskova, Hariciye Komisaryatı, Karahan Yoldaşa, Merkezi Yardım Komitesi, Kalinin Yoldaşa, Kırım Mümessilliği Reisi İbrahimof Yoldaşa ve Akmescid Kırım İcraat Komitesi Reisi Gaven Yoldaşa:

Anadolunun Kırım’a yardım işi sür’atle ilerliyor. Ayvazof ve Nedim arkadaşlar, burada teşkil eden Açlara Yardım Komisyasile birlikde çalışıyorlar. Komite tarafından Türkiye ve umum dünya müslümanlarına bir hitabname çıkarılmışdır. Açlara yardım işinde Türkiye Hilâl-i Ahmer Cemiyeti büyük faaliyet gösteriyor. Bütün Anadolu ahalisi, bilhassa ameleler tarafından ianeler gelmektedir. Bir çok fabrika, matbaa ve telgraf işçileri maaşlarının bir günlüğünü açlar faidesine bağışladılar.

Bazı mağazalar, bir günlük gelirlerini verdiler. Vilâyetlerde acele bir suretle yardıma iştirak ediyorlar. Toplanan paralara mukabil İstanbul’dan bir vapur un yüklendi. Yunanistan ile olan muharebeden ve memleketin iktisadi harabiyetinden sarf-ı nazar ameleler, memurlar, ahali ve hükûmet yardım işine büyük bir şevkle sarıldılar. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin azaları, Kırım faidesine 12’şer lira mikdarında nolog (bağış) vermeği üzerlerine aldılar. Yakın bir zamanda Ankara’da Kırım faidesine bir konsert akşam (akşam konseri) yapılacakdır.

Ankara 14 Mayıs (1922)

Aralof

KOMÜNİST BEYNELMİLEL AÇLARA YARDIM KOMİTESİ’NDEN ŞU TELGRAF ALINMIŞDIR:

Komünist Beynelmilel Açlara Yardım Komitesi’nin Vekili Arkadaş Yung, Kırım’ı 5000 bala payoksi ile temin etmek için emir vermişdir. - Komünist Beynelmilel (Komintern)’in erzak yüklü vapuru gelince haber veriniz. Kırım’a yardım için İtalya Salib-i Ahmerin (Kızılhaç) celbi meselesi Ceneviz’de Vurufski ile İtalya Salib-i Ahmeri tarafından müzakere edilmektedir.

Surin

KONFERANSİYANIN DÖRDÜNCÜ GÜNÜNÜN BİRİNCİ TOPLAŞUVI SABAH SAAT 10’DA SELİM MUHAMMEDOF ARKADAŞIN RİYASETİNDE AÇILIYOR:

“Tatarları Savet (Sovyet) Hükûmeti apparatlarına celbetmek” meselesi hakkında daklad için söz Osman Derenayırlı arkadaşa veriliyor.

DERENAYIRLI - Arkadaşlar! Tatarlaşdırmak meselesi milli mesele ile bağlıdır. Tatarları hükûmet işlerine celbetmenin ma’nâsı - Çarizm esareti devrinde milliyeti öldürülmek istenilmiş Tatar milletini diriltmek ... hâkimiyet ve idare-i istidad ve kuvvetini doğurmak ve diriltmek demektir. Onun için milli meseleden başlamak lâzım geliyor.

Milliyet meselesi aslında üç devir geçirmişdir. Birinci devirde, garbi (batı) Avrupada kapitalizma muvaffakiyet kazandıkdan sonra derebeylik devri gaib oluyor; derebeylik devrinde bir çok parçalara ayrılan halkların birleşmesinden milletler doğuyor; milletlerin doğmasile merkeziyetleşdirilmiş hükûmetlerin doğması bir zamana tesadüf ediyor. Burada nasıl ki, bu hükûmetlerin içinde o hükûmeti teşkil eden milletden başka ehemmiyete alınacak gibi milletler, gruppalar bulunmamış olsa, o hükûmetde milli esaretde olmamış sayılır. Şarki (doğu) Avrupada ise, (Rusya’da, Macaristan’da, Avusturya’da) derebeylik devrinin gaib olarak (kaybolarak) parça parça halklardan birleşerek milletlerin doğması, merkeziyetleşdirilmiş hükûmetlerin doğmasile bir zamanda tesadüf etmemişdi. Buralarda daha kapitalizm terakki etmemişdi. Lâkin buralarda şarklıların, Türklerin, Mongolların hücumlarından, akıntılarından müdafaada bulunmak için merkeziyetleşdirilmiş kuvvetli hükûmetler doğurmak lâzımdı. Bunun için buralarda hükûmetlerin doğması sür’atle terakki etdiğinden bu hükûmetler türlü milletlerden teşkil etdi.

Bu suretle garbda milli esaretsiz hükûmetler meydana geldi; şarki Avrupada ise bir çok milletlerden teşkil eden ve hâkim bir milletin siyasi ve iktisadi nüfuzuna tâbi kalan hükûmetler meydana geldi. Bu hükûmetler milli esaretin vatanı olmuşdur. Milli ihtilâflar, milli hareketler doğurmuş ve meselelerin halline türlü türlü yollar, usuller doğurmuşdur.

İkinci devir imperyalizm devri ki, müterakki (gelişmiş) ve kuvvetli kapitalist hükûmetler, kalonyalar (koloniler) elde ediyor, ufak milletleri kendilerine tâbi ediyor. Ve milliyet esareti olmayan hükûmetler de, milli esareti yaşatan şarki Avrupa hükûmetleri sırasına geçiyorlar.

Şimdi biz artık üçüncü bir devir görüyoruz ki, bu da Savet devri. Bu devirde kapitalizm gaib ediliyor. Milli esaret kaldırılıyor. Rusya’daki bütün milletler terakkide, yükselmede hep bir hakdadırlar. Lâkin bizde eski idarenin, Çar hükûmetinin bırakıp gitdiği bir miras vardır ki, o da evvelden beri hâkim milletlerin iktisaden, içtimaen ve siyaseten terakki ve tedenni etmesi, mahkûm milletlerin ise geride kalmalarıdır.

Bu müsavatsızlık (eşitsizlik) bir yıl ya ki birkaç yılda bitirilemeyecekdir. Onun için geride kalan bu milletlere iktisadi, siyasi ve medeni yardımlar yapılması ve geniş yıllar verilmesi lâzımdır.

Bu evvelki iki devrede mahkûm milletler esaret çekdiği gibi milli mesele de hal olunmayıp kalıyor. İlk evvelâ milli mesele hükûmetlerin dahili meselesi olduğu halde, Avrupada kapitalizmin terakkisinden sebeb doğan imperyalizm muharebesinden sonra devletlerin ufak ve zayıf milletleri, hükûmetleri kendilerine tâbi etdirmek esareti altına almak istemelerinden dolayı evvelde yalnız medeni memleketlerde tanılan ehemmiyeti olan milli mesele beynelmilel şekil alıyor, umumi kalonya meselesi kalıbına dökülüyor.

Milli hareket meselesinin doğması ve umumi şekil alması tesadüfi bir şey değildir. Milletlerin uyanmasına sebeb, imperyalizm muharebesi olmuşdur. Türkistan, Hindistan, Mısır, Kafkasya, veilâahiri gibi memleketlerden asker alınması, bu memleketlerde yaşayan milletlerin uyanmasına sebeb olmuşdur. Ve nihayet Türkiye’yi taksime kalkışmaları, Türkiye’nin isyanı, başına bir çok şark milletlerini toplaması, azadlığa doğru İrlandiya’dan Hindistan’ga kadar büyük bir milli inkılâbı cereyan doğurmuşdur. İşte bu son devirden sonra burjuvaziyanın milli meseleyi çözmek uğrunda tutduğu siyaseti bu meseleyi çözmek değil, bilâkis milli hareketi, milli inkılâbı, isyanı daha ziyade ateşlemişdir. Binaenaleyh, burjuvaziya bu meseleyi çözememiş ve çözemeyecekdir. Bu meseleyi hal edecek, çözecek bir tarz-ı idare varsa, o da savet usul idaresidir. Hakim milletler, iktidasadi mahkûm milletlerden üstün olduklarından her nerede olursa olsun kapitalizm yaşayan yerde milli mesele hal olunamaz ve müsavatsızlık da ortadan kaldırılamaz. Bunun için mutlaka savet usul idaresi kurulmak gerekdir. Mahkûm milletlerin hakkını veren, şimdiye kadar çizilemeyen milli meseleyi çizen savet usul idaresinde Tatarların iştiraki de bu sebebden mutlaka lâzımdır.

Hal hazırda savetler idaresinde milli esaret yoksa da mahkûm milletlerin her cihetden geride kalması müsavatsızlığı vardır.

Çarizm idaresi, bu milletleri iktisadi ve içtimai meselelerde olduğu gibi hükûmet ve idare-i isti’dadını da öldürmeye gayret etmişdir. Savet hükûmetinin vazifesi ise bu eksiklikleri tamamlamakdır.

Bir şey daha söylemek lâzımsa o da milletlerin istiklâliyetinden ziyade onlara hukuklarından bahs açmalıdır.

Burjuvaziyanın verdiği istiklâliyet, hukuk hep kâğıt üzerinde kalıyor, sözden işe geçemiyor ve zayıf milletler hep büyük devletlerin hâkimiyetlerinde, tabiiyetinde kalıyorlar.

Rusya’nın tarihini bir gözden geçirecek olursak, görüyoruz ki Rusya’nın büyümesi başka memleketlerin malikanelerini ve zenginliklerini yağma etmekle başlıyor, demek ki Rusya’nın tarihi kalonizansiya (kolonizasyon-sömürgecilik) tarihinden ibaretdir.

Fevral inkılâbının başlarında mazlum milletler sınıfi ayrılığın ne olduğunu bilmiyordular. Onların ilk istekleri, milli hukukları olmuşdu. Rusya kalonyaları sayılan bu memleketlerde çarizm istibdadı özünün yapmış olduğu yuvası şehirlerde yatarak siyasetini yürütüyordu. Fevral (Şubat) inkılâbından Oktabr (Ekim) inkılâbına kadar şehirlerde inkılâb elbette daha çabuk devam etdi, ilerledi. Mazlum milletlerin çoğusu ise köylerde yaşadıklarından ve her cihetden geride kaldıklarından onlarda inkılâb o kadar çabuk suretde ilerlemedi. Oktabr inkılâbı onlar için ani bir suretde, apansızdan çıkıverdi. Köy ile şehir arasında evvelde de zıddiyet olduğundan Oktabr inkılâbından sonra şehirli olan proleteryat ile köylü olan mazlum milletler arasında ihtilâflar, anlaşamamazlıklar çıka başladı. Şehirler içtimai inkılâbı yapmak seviyesine geldikleri halde köylü olan mazlum millletler daha milli azadlığı bile alamıyorlardı. Mazlum milletlerin köylüleri, Rus köylülerinden daha ziyade esaret çekmiş olmalarını nazarı itibara alırsak o vakit iş daha açık anlaşılır.

Etraflarda çarizm idaresinin meyvası olan Rus milletinin hasiyeti daha kaldırılmamış, söndürülmemiş idi. Merkezde hükûmet 1917 senesi milletlerin hukuklarını ilân etmiş olduğu halde, etrafda yine de eski siyaset devam ediyordu.

Bir tarafdan Rusların proletar olması pek kolay idi. Fırkaya ve hükûmete pek çok zenginler ve aksi inkılâpçılar giriyordular. Mazlum milletler ise bir tarafdan ahvali anlamıyor ve her cihetden mahrum kalıyordular.

Bu hal bizim Kırım’da oldu, şübhe yok bu birden ortadan kaldırılamaz. Bunları ortadan kaldırmak için beş on yıllar çalışmak gerek. Onun için de Tatarların savet işlerine iştiraki gerek. Tereddütleri ortadan kaldırılmalı, işe yürekten sarılmalı. Hükûmet Tatarların menafiini (çıkarlarını) gözetmeye çalışıyor. Lâkin buna Tatarlar kendileri de koşulmalıdır. Savet idarelerine girmeli, çalışmalılar. Bizde bu hususda çalışacak bir apparatın (organizasyonun) kavileşmesini (sağlamlaşmasını) ve ona bir takım selahiyetler verilerek temin edilmesinin istenilmesini konferansiyaya teklif ediyorum (alkışlar).

Reis: - Derenayırlı arkadaşın dakladı üzerine münakaşaya teneffüsden sonraya bırakub meclisi kapalı olduğunu ilân ediyorum.

KONFERANSİYANIN 4’NCÜ GÜNÜNÜN 2’NCİ TOPLAŞUVI SELİM MUHAMMEDOF ARKADAŞIN RİYASETİNDE AÇILDI:

Derenayırlı arkadaşın dakladı hakkında münakaşa açılarak - Hüseyin Cahid, Abdurrahman İbrahimof, Kubayef, Halil Şinasi, Bekir Çobanzade, Ahmed Özenbaşlı, Sunceley, Kasımof, Boşef, İbrahim Tarpi, Firdevs, Abdülkerim Efendiyef arkadaşlar söz söylemişlerdir.

Sonra, Osman Derenayırlı arkadaşın dakladı hakkında konferansiya şu kararı kabul etmişdir:
Bir yandan savet idaresinin kavileşmesi. Diğer tarafdan onu köylü ve işçilere yaklaşdırıp onların menafiini acele suretde temin maksadile Kırım Tatar emekdarlarını Şûralar apparata celbetmelidir.
Kırım Merkezi İcra Komitesi ve Kırım Halk Komisarları Şûrasının Savet idarelerinin Tatarlaşdırılması ve Tatar dilinin hükûmet dili tanılması hakkında çıkardığı kanunu nazar-ı itibara alan Kırım Tatar Bitaraf Konferansiyası, maddi ve ma’nevi kuvvetleri acımayarak bu kanunun acele bir suretde meydana getirilmesini rica eder.
Kırım Tatarlarının tarihi ve milli yaşayışlarının hususiyetlerini ve onların içtimai, iktisadi ve siyasi cihetlerden geri kalması bir tarafdan, savet idarelerini Tatarlaşdıru işinde belli bir plan ve tedbirlerin yokluğu; diğer tarafdan savet idarelerinin, Tatarlaşdırılması işine mani olduğunu nazarı dikkate alan Kırım Tatar İkinci Bitaraf Konferansiyası, savet idarelerini tatarlaşdıru meselesinde ve Tatar lisanının mahkeme ve idare yerlerinde kullanılması acele bir suretde hayata çıkarılması uğrunda merkezin lâzım gelen idareleri yanında daimi çalışacak ve tatarlaşdıru kanunlarını hayata çıkaracak bir apparatın kurulmasını ister.
Konferansiya genç Kırım Cumhuriyeti’nin köylü ve amele yaşavunu (yaşayışını) ıslah uğrunda hükûmete bütün kuvvetile çalışacağını vaad eder. Yaşasın Şûralar hâkimiyeti.

Bundan sonra “Kırım’da iktisadi kuruluş” hakkında Yelagin arkadaş daklad yapdı. Bu daklad hakkında münakaşa açılarak: - Odabaş, Hakim, Müslim, Hattatof, Fazıl Süleymanof, Tarpi arkadaşlar söz söylemişlerdir.

Sonra, Yelagin arkadaşın dakladı hakkında konferansiya şu kararları kabul etdi:
Para kursunun (kurunun) bir karar durması bununla mal fiyatlarının artmaması için para kesilmesinin eksiltilmesini konferansiya lüzumlu tapar (bulur). Kırım için mahalli bütçenin meydana getirilmesini ve bazı hükûmet müesseselerinin te’mini kendilerine bırakılmasını, akçe kıymetinin günden güne düşmesi gibi bir halden kurtulmak için yegâne bir çare tanır.
Kırım’ın birinci zenginliği olan ham malı dışarı çıkarıp ve dışarıdan ona karşılık erzak getirmek gibi işlerin ve neştorg vasıtasile yapılmasını konferansiya, memleketdeki erzak buhranının önünü almak için iyi bir çare tanır.
Kırım imalâtını düzeltmek hususunda hükûmet tarafından kullanılacak çarelerde Kırım’da birinci mevkide olan köy iktisadiyatı menafii birinci derecede tutulmalıdır.
Kooperatif teşkilâtları, köylülerin mallarını köylülerin menfaatine uygun olarak satmalıdırlar.
Köy iktisadiyatından en ziyade yıkılan ve bozulanı Tatar iktisadiyatı olduğundan Tatar köylüsü her milletden ziyade hükûmetden yardım görmeğe yani SEL Bankadan para almağa haklıdır. Bu Bankanın idaresinde Tatarların menafiini gözetebilecek vekillerin bulunması lâzım olduğundan, mezkûr idareye Tatar vekillerinin girdirilmesini konferansiya lüzumlu tapar.
Köylülerin elindeki hayvanın ölüb gitmesi yüzünden ziraat işinin gerilememesi için hükûmet köylülere toprak işlemek için traktör vermeli.

Kırım Hükûmeti’nin şimdiki hayata uygun olarak devam etdirdiği siyasetini ve faaliyetini konferansiya itmi’nan bahş tanıdığından, Tatar halkı tarafından hükûmetin yardım göreceğine iman eder.

****** ******

Bundan sonra “Tatarlar arasında san’at ve ziraat tahsili” hakkında Maksimof arkadaş daklad yapıyor.

Maksimof arkadaşın Tatarlar arasında san’at ve ziraat tahsilinin vazifesine dair okuduğu daklad üzerine İkinci Bitaraf Tatar Konferansiyası şu esasları kabul etmişdir:
Tatar halk gücünün müstesna bir suretde geriliği, Tatar turmışının (hayatının) hususi bir mahiyeti, Tatarlar arasında ziyalı (aydın) hâdimlerin ve hükûmet, iktisadi ve medeni sahalarda çalışacak mütehassısların yokluğu, Kırım’da Tatarlara mesleki ve teknik tahsilini verme lüzumunu meydana çıkarmakdadır.
Meslek ve teknik bilgilerinden en ziyade mektebde ve mektebden dış Tatarlara acele suretde köy iktisadiyatı bilgisi lâzımdır. Bundan maksad Tatar köylü tabakalarını atadan kalma usul ziraatdan kurtarıp onları sanayi ile yaşayan yeni ziraat ve köy iktisadiyatına öğretmek olmalıdır.
San’at ve destekle sanayi yoluna koyacak müesseseler tesis etmek, milli sanayii nefiseyi diriltmek ve inkişâf etdirmek, asır hâzır ilim ve terbiye fenninin en son isteklerine hazırlanan muallim kuvvetlerini yetişdirmek ve terbiye etmek; küçük, orta ve büyük derecede tıp hekimleri yetişdirmek; Kırım hükûmet ve iktisadi müesseselerinde çalışacak hâdimler hazırlamak meseleleri de ikinci derecede mühim meselelerdendir.
Açlık yüzünden daha fena bir şekil alan hal-i hazır şeraitini nazar-ı dikkate alarak Tatarlara ehemmiyeti olan bu meselelerden ancak bu gün hayata tatbiki mümkün olanları ayırıb çıkarmalıdır.
1922-1923 Okuv (eğitim) senesi için yapılacak okuv işinin en azı (minimum) şundan ibaretdir: 1- Kırım Tatar köylü ahalisi arasında yeni fikir ve bilgileri neşr ve teşvik etmek. 2- Köy Tatar mekteblerine köy iktisadiyatı için gerek olan ibtidai bilgileri sokmak. 3- Bugün mevcud olan Tatar ve san’at meslek mekteblerini kanaat bahş bir halde devam etdirmek. 4- Akmescid’de orta derecede doktorluk (sağlık memurluğu) mektebi tesis etmek, ibtidai şekilde olmak üzere biri Kırım’ın yalı boyunda, beri çöl betinde (tarafında) iki tane köy iktisadi ziraat mektebi açmak. 5- Kırım Darülfünununda (üniversite) ve bilhassa Ziraat ve Tıp şubelerinde Tatar studentleri (öğrencileri) için muayyen ve kâfi miktarda yer ayırmalıdır. 6- Kırım’daki başka milletlerin medeni hâdimlerine bilhassa doktorluk ve köy iktisadiyatı sahalarında faydalanmak maksadile böyle ihtisaslar için açılan mekteblerde Tatar dilinin tahsili mecburi kılınmalıdır. 7- Şunu da ayrıca kaydetmeli ki, bu kararda gösterilen had asgari (minimum) programı gereği gibi meydana getirmek için yalnız Kırım profobrinin (Kırım Maarif İdaresi Mesleki Bilgi Şubesi) güç ve vasıtaları kâfi gelmediğinden, profobriga Kırım iktisadi müesseselerinin ameli yardım etmesi lâzımdır. 8- Kırım’da mevcud olan Akmescid ve Bahçesaray’daki Darülmuallimin (erkek öğretmen okulu), Darülmuallimat (kız öğretmen okulu) ile Hüner ve Sanayi Mektebi, Tatar muallim (öğretmen) ve hâdimleri hazırlayan bu mektebler Tatarın ihtiyacını te’min edecek bir halde olmagannı (olmadığını) gözge (göze) algan (alan) Bitaraf Tatar Konferansiyası, bu mekteblerdeki talebelerin sayısını 250’şere çıkarılmasını ve bunların yanında birer örnek ve tecrübe yurtlarının (atölye-labaratuvar) açılması hususunda gerek olacak vasıtaların verilmesini ister. 9- Kırım Tatar hocalarının toprak işleri ve diğer zanaatler hususunda kısa bilgi ve tecrübelerini artdırmak için Tatar Bitaraf Konferansiyası, Rusya Şûralar Cumhuriyeti merkezi tarafından Kırım için kâfi mikdarda altın para fondu ayırmasını rica eder. 10- Kırım Tatarları arasındaki gerek umumi iş mektebi ve gerekse san’at mektebler hususunda Tatarcadaki matbuatın fukaralığını göze alan Kırım Tatar Bitaraf Konferansiyası, Kırım Cumhuriyete merkez tarafından muayyen bir fond ayrılmasını rica eder. Bundan başka Kırım’da Şûralar Cumhuriyetin kurulduğuna iki yıldan ziyade bir zaman olduğu halde gazete ve diğer terbiyevi ve içtimai muvakkat risalelerin basdırılması ve dağıtılması hususunda pek az ve ehemmiyetsiz bir iş yapıldığını mahalli hükümete arz edip bu işlerin yoluna koyulması için Kırım Cumhuriyeti tab’i bütçesinden Tatarların nüfusu nisbetinde bir miktar ayrılarak sarf olunduğundan başka pek artda (geride) kalgan Tatar tab’i işlerinin yükseltilmesi içinde ayrı bir fondan verilmesini de konferansiya rica eder. 11- Nikita bağçesindeki ziraat mektebi yeniden Tatarların ihtiyacına muvafık bir suretde açılmalı. 12- Her kazada ibtidai derecede sanayi mektebleri açılmalıdır.

MAYIS 6’DA KONFERANSİYANIN SON TOPLAŞUVI OSMAN DERENAYIRLI ARKADAŞIN RİYASETİ ALTINDA AÇILIYOR:

“Kırım’da Halk Sağlığı” hakkında Halil Çapçakçı arkadaş daklad yapıyor.

Kırım’da halk savlığı (sağlığı) hakkında Çapçakçı arkadaşın dakladını dinledikten sonra konferansiya şu kararları kabul etmiştir:
Tatarların milli ve an’anevi hususiyetlerinden eşi umumi hastahanelere ve sair tıbbi müesseselere girmekten çekindiklerini nazarı dikkate alarak her şehirde Tatarlara, bilhassa Tatar kadınlarına mahsus hastahanelerin açılmasına dikkat edilmesini konferansiya ister.
Tatar emekdarlarının zenaat teşkilâtları olmadığından korort ve sanatoryalardan (sanatoryum) istifadede onlar için muayyen yerlerin bırakılmasını konferansiya lüzumlu tapar. Bunun için Yalta Tatar Sanatoryasının yüz adamlık olması ve sakda (yedekte) otuz yer bırakılması lâzımdır.
Tatarlar arasında çalışmak için Tatarlardan ve bilhassa Tatar kadınlarından Akuşerka (ebe) ve feldşer (sağlık memuru) gibi ibtidai tıbbi hâdimler hazırlanması gerek olduğu gibi, Tıb şubesinde okuyan Tatar studentlerine maddi yardımda bulunması da lâzımdır.
Tatarlar arasında sıhhi bilgileri taratmak (yaygınlaştırmak) maksadile Tatar rayonlarına (bölgelerine) mahalli şerait ve Tatar diliyle aşina tıbbi hadimlerin yollanması gerekdir.
Tatar emekdarlarının iktisadi ve medeni cihetden geri kaldıklarını nazarı dikkate alarak şehirlerin Tatar kısmında ve üyezdlerde (kazalarda) tıbbi yardım müesseselerinin çokça açılması lâzımdır.
Sıhhi bilgileri daimi suretde Tatarlar arasında dağılabilmeleri için Halk Salık Saklav (Koruma) Komisarlığı yanında bir mütercim (çevirmen) bulunmalıdır.
Şehirli ve köylü ahaliyi ve bilhassa Tatar halkını saran açlıkdan dolayı Tatarlar için bala evleri, ocaklar ve bala müesseseleri açılmalıdır.
Yıkıcı hastalıkların gelmesi muhtemel olduğundan bunlarla mübareze edebilmek (savaşabilmek) için baraka gibi müesseselerin üyezdlerinde de açılmasını vesair bunun gibi çarelere girişilmesini konferansiya ister.
Kırım Korurtlar Merkezi İdaresi (tsok) yalnız korurtlara bakan bir idare olmayıp, bazı kereler Kırım bağ ve bağçelerine ve Kırım’ın iktisadi hayatına ilişikliği olduğundan hükûmet ve iktisad noktai nazarından mezkûr idarenin Kırım Halk Komisarları Şûrası’na tâbi olması lâzımdır.



****** ******

Bundan sonra konferansiyanın ruzname-i müzakeratında (müzakere gündeminde) duran “Vakıf Meselesi” ve Tatarlaşdıru Komisya’nın dakladı, konferansiyanın müzakeresinden alınarak, bu dakladın Kırım Merkezi İcraat Komitesi’nde yapılması ve hal olunması teklif olarak konferansiya tarafından kabul olunmuşdur.

Sonra, Aynelhayat Hanımın umum şark halklarının yakında bir konferansiyası yapılması hakkında konferansiyanın karar çıkarması teklif oluyor. Bu teklif üzerine şu karar kabul olunuyor:

“1922 Senesi Sentabr (Eylül) ayından kalmamak üzere şarkda Umum Şark Konferansiyası yapılmalıdır. Şarkın her tarafından bu konferansiyaya vekiller çağrılmalıdır. Konferansiya Türkistan’da veyahud da Şûralar Hükûmeti’nin tasvib edeceği şark şehirlerinden birinde toplanmalıdır”. Bundan sonra İstanbul’a iane toplamak için gidecek vekillerin acele gitmelerini konferansiya gerekli tanıyarak 11 namzed (aday) gösterdi. Bu namzedlerden Kırım Merkezi İcra Komitesi’ne münasib gördüğü 3 vekili yollaması havale ve rica olunmuşdur. Namzedler: Hakim Müslim, Boloşef, Edhem Feyzi, Ahmed Özenbaşlı, Tarpi, Nebi Koku, Bekir Odabaş, Osman Akçokraklı, Halim Baliç, Hasan İbrahimof, Yakub Gürci.

Bütün bu meseleler bitdikden sonra son def’a olmak üzere konferansiyayı selâmlayan Gaven, Selim Muhammedof, Aynelhayat, Hattatof, Osman Derenayırlı arkadaşların ateşli ve müessir nutuklarından sonra “İnternatsional” ve “And Etkemen” yırlanarak (söylenerek) konferansiyanın son meclisi kapanmışdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder