20 Mayıs 2012 Pazar

Açlık sınırı 940 TLAralıkta 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 940 TL olurken yolsulluk sınırı 3.036 oldu.
Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 940,39 lira, Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlıkve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı (yoksulluk sınırı) ise 3.063,17 lira oldu.
Bir önceki ayda açlık sınırı 926,58 TL, yoksulluk sınırı 3.018,18 TL seviyesinde bulunuyordu. Önceki yılın aynı döneminde açlık sınırı 867,80 lira ve yoksulluk sınırı 2.826,70 lira olarak hesaplanmıştı.
Türk-İş’ten yapılan açıklamaya göre, Fiyat artışları nedeniyle son bir yılda sadece mutfağa gelen ek yük 73 lira olarak hesaplanırken, ailenin yaşama maliyeti bir önceki yıla göre 236 lira arttı.
Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 1,49 oranında arttı.
Bir önceki yılın Aralık ayına göre artış oranı yüzde 8,36 oldu.
Gıda enflasyonunda oniki ay itibariyle artış oranı yüzde 8,36 oranında gerçekleşti.
Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 6,22 olarak hesaplandı.

Hindistan'da Açlık?
        Sayın Poole Bize bu konuyla vermek duyunca düşünceler bir çok başımı geçti.
1. Açlık dünyada ölüm No.1 nedenidir.
2.Dünyada 820 milyon kronik aç insan var.
3.Dünyanın  ve 1/3rd, Hindistan'da yaşıyor.
4. 20'den fazla çekirdek Kızılderililerin açlıktan gece uyuyorum.
5.. 10 milyon insan kronik açlık ve açlığa bağlı hastalıklar nedeniyle her yıl ölmektedir.
6. 7000 boyunca Hintliler her ay açlıktan ölmektedir.
7. Herkes Haiti kötü olduğunu düşünüyor olsa da, Hindistan, 10x kötüsü vardır.
        Ben oldukça bugün sahip ve kendi şeylerin hepsini takdir başlattığınızda varbir Hindistan ticari, gördüğüm her zaman. Ben o zaman biz bağış ya da sadecegönüllü yardım kurdukları olsun yardımcı olmak için neler yapabileceğini biliyoruz.Gibi Bay Poole, "Biraz aksiyon, büyük bir fark yol açabilir" diyor. Herkes, yanisadece nezaket küçük bir hareket ile bir fark yaratabilir. Ayrıca çocuklar açlıktanolduğunda, gerçekten öğrenme odaklanmak değil. Yani, onlar açlıktan, onlar çok iyi bir eğitim alamadım. Ama açlıktan yoksa, onlar daha fazla odaklanmak ve iyi bir eğitim almak. Gıda = hiçbir açlık, hiçbir açlık = iyi bir eğitim.

19 Mayıs 2012 Cumartesi


Açlık ve Yoksulluk Dünya

Yaklaşık 25.000 kişi Birleşmiş Milletlere göre, açlık ya da açlığa bağlı nedenlerden her gün ölür. Bu ekranda gördüğünüz gibi bu, bir kişi her üç buçuk saniye. Ne yazık ki, çoğu zaman ölen çocukların olduğunu.

Ancak herkes için dünyada gıda bol yoktur. Sorun aç insan ciddi yoksulluk içinde sıkışıp kalırlar olmasıdır. Kendilerini beslemek için yeterli gıda satın almak için para yoksundur. Sürekli olarak yetersiz beslenmiş olmak, onlar daha zayıf ve daha sık hasta olurlar. Bu da onları daha da kötü ve daha aç hale getirir, çalışmak için kendilerine giderek daha az mümkün hale getirir. Bu aşağıya doğru spiral genellikle kendileri ve aileleri için ölünceye kadar devam eder.

Bu sarmal kırmak için etkili bir program vardır. Yetişkinler için, böylece yetişkinler okullar, kuyu kazmak, yollar yapmak inşa etmek için gıda ile ödenir programları "iş için gıda", ve vardır. Bu besler onları ve yoksulluğu sona erdirmek için altyapı oluşturur hem de. Çocuklar için, onların okula ne zaman çocuk yemek sağlanmaktadır programları "eğitim için gıda" vardır. Onların eğitimi, onları açlık ve küresel fakirlikten kurtulmak için yardımcı olacaktır.
EN FAKİR ÜLKELER

  1. kişi başına düşen milli gelire* yapılmış sıralamayla:
    1.doğu timor :400$
    2.gazze şeridi :600$
    3.malavi :600$
    4.somali :600$
    5.komorlar :600$
    6.liberya:700$
    7.tanzanya:700$
    8.burundi :700$
    9.kongo cumhuriyeti :800$
    10.etiyopya:800$
    11.kiribati:800$
    12.demokratik kongo :800$
    13.portekiz ginesi* :800$
    14.yemen :800$
    15.sierra leone:800$
    16.afganistan :800$
     (say, 25.03.2006 15:08 ~ 15:11)
  2. güney afrika cumhuriyeti ve kuzey afrika ülkeleri dışındaki afrika ülkeleridir.
     (alone with everybody, 14.05.2008 23:54)
  3. kesin bir bilgiye sahip olmamakla beraber 1 mayısın tatil olduğuna inandığım ülkeler her şey para değil sevgili napolyon.
     (3 cay biri acik, 14.05.2008 23:56)
  4. emperyalist tekellerin sömürüsü altında olan ülkelerdir. kapitalist olmalarına dahi izin verilmediği için halkın geneli sefaletten muzdariptir. eh türkiye gibi yarı sömürge ve burjuvazi demokrasisi yaşayan az gelişmiş ülkeler bir nebze olsun ulusal oligarşilerin finans kaynaklarından pay alabilmektedirler.bunun dışında açlık sınırının 696 ytl , yoksulluk sınırının 2.225 ytl olduğu ülkemizde 435 ytl olan asgari ücretle 4-5 kişilik aile geçindirmeye çalışan yurdum insanının bu ülkelerdeki fakirlerden çok da farklı koşullarda yaşamadığı da bir gerçektir.
     (nekrofili, 15.05.2008 00:02)
  5. benim bildiğim kadarıyla somali. çocuklar bir deri bir kemik, açlıktan hergün binlerce insan ölüyor. dünya buna aldırış etmiyor, özellikle güçlü ülkeler. o insanların yarı ölü, cılız fotoğraflarını gördükçe bir lokma geçmiyor, geçemiyor boğazımdan.
     (hypnogaja, 15.05.2008 00:28)
  6. kaç kere duymuşuzdur şu sözü ''çok parası var, malı mülkü var, ama mutlu değil''
    bu cümledeki 'ama' "aslında para var, mal mülk mutluluk getirir" hükmünü de içermektedir.
    hepimiz "saadet parayla alınmaz" desek de "bu zaman da parasız bir şey olmaz" demekten kendimizi alamayız.
    londra ekonomi okulu'nun profesörlerince gerçekleştirilen araştırma, "mutluluk parayla satın alınmaz" hakikatinin doğruluğunu bir keze daha ispat ediyor.
    araştırmaya göre, dünyanın en mutlu toplumunun yaşadığı ülke, ne amerika, ne almanya, nede başka bir "zengin ülke" dünyanın en mutlu toplumu, yine dünyanın en fakir ülkelerinden birisi; bangladeş.
    dünya cenneti olarak gösterilen abd ise ancak 46. sırada.
    ikinci en mutlu ülke yine milli geliri en düşüklerden birisi; gana.

    araştırma, bangladeş'teki insanların küçük gelirlerden, mesela kabarık banka hesaplarına sahip ingilizlerden çok daha fazla mutluluk elde ettiklerini ortaya koyuyor.
     (axivelet, 23.12.2009 08:19)
  7. en fakir ülkeler aslinda en güzel sömürülen ülkeleri de iclerinde barindirdiklarindan cok enterasanlardir...

    güney afrika cumhuriyeti denilen ülke cok yoksuldur, ama heriflerde ülkenin her yerinden altin cikiyor. hepsini de bati devletleri cikariyor. hollanda ve avustralyaylilar cikartiyor altini. haliyle parayi götürenler de onlar oluyor. güney afrikali zenci adam, kücücük barakalarda yasiyor, aids virüsü beni acaba ne zaman öldürecek diye kafayi yiyor, öbür tarafta hollandali adam limuzinlerle geziyor, alarmli 3 m yükseklikte surlarla cevrilmis malikanesinde yasiyor falan....

    güney amerika´daki devletlerin hepsinde inanilmaz dogal kaynak var. adamlarda altin da var, petrol de var, aklina gelebilecek her türlü meyve sebzenin yetistigi, allah vergisi bir toprak var, ama hepsi ac...topraklarinda patatesten baska hicbir sey yetismeyen almanya, dünyanin en zengin ülkelerinden biri. ya da patatesin bile olmadigi isvicre almanya´dan da zengin...

    bu dünya böyle bir dünya iste...
     (paganviodio, 23.12.2009 13:36)
  8. (bkz: hint fakiri)
     (yolgezer, 23.12.2009 13:39)
  9. en fakir ülkenin en zavallı ülke olacağını düşünmek saçmadır. en fakir ülkenin de çok sağlam zengini vardır. ayrıca, en zengin ülkelerin de sersefil fakirleri vardır. gelir dağılım uçurumunun en büyük olduğu ülkelerin hangisi olduğu da önemli bir kriterdir.
     (vicious blue, 23.12.2009 14:01 ~ 14:02)
  10. bildiğim en fakir ülke somali ve ruandadır daha da sayılabilir.
     (polatci, 27.12.2009 20:08)
  11. (bkz: haiti)
    1. en fakir ülkelerin sıralaması:
      1-filistin
      2-ırak
      3-nijer
      4-afganistan
      5-sudan
      6-mali
      7-çad
      8-kenya
      9-pakistan
      10-somali
       (rockstar 74, 08.09.2010 14:32)

DÜNYAMIZDA AÇLIK VE SUSUZLUK SORUNU






SOMALİDE AÇLIK VE SUSUZLUK

BM, Somali nüfusunun yarısının yetersiz beslenme tehdidiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu. BM`ye göre 2,5 milyon kişinin acil yardıma muhtaç, bir milyon kişi de risk altında.

BM İnsani Faaliyetler Bürosu`nun Başkanı Mark Bowden, bu durumun büyük ölçüde gıda fiyatlarındaki artıştan kaynaklandığını



vurguladı.Somali, yıllardır şiddetin gölgesinde yaşayan bir ülke.Ancak karnını doyurabilmek, son zamanlarda daha can yakıcı bir sorun haline geldi Somalililer için.Zira kuraklık Somali`de tarıma darbe vururken, yükselen fiyatlar da gıda ithalatını zora soktu.Ocakayında, Somali`de acil gıda yardımına muhtaç olanların sayısı 1 milyon 800 bindi.Aradangeçen altı ayda ise bu sayı iki buçuk milyonu bini buldu.Önümüzdeki birkaç ayda ise, gıda yardımına muhtaç olanların sayısının tırmanmaya devam ederek, üç buçuk milyona dayanması



bekleniyor, ki bu sayı Somali nüfusunun neredeyse yarısı demek.Bu tabloyu ortaya çıkaran birkaç unsur var. Birleşmiş Milletler`in Somali`deki insani yardım faaliyetlerinin sorumlusuMark



Boden, bunları şöyle sıralıyor.``Somali üç yıldır kuraklıkla boğuşuyor. Bu insanların gıda stoklarını azalttı ve onları yardıma muhtaç hale getirdi. Ayrıca



gıda fiyatlarındaki artıştan, dünyanın diğer bölgelerindeki insanlardan çok daha kötü etkilendiler.````Çünkü Somali gıda ihtiyacının yüzde 80`ini dışarıdan karşılıyor. Bunundışında milli para birimi de çöktü. Ve tüm bunlar



yetmezmiş gibi bir de, güvenlik sorunu var. Güvenlik nedeniyle 1 milyon kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı ki, bu mevcut



koşulları daha da zorlaştıran bir durum.``Uzmanlar, Somali`de muhtaç insanlara yardım ulaştırmanın zor olduğuna dikkat çekiyor.Denizden yardım ulaştırmaya çalışıldığında, buna korsanların el koyması riski var.Ülke içindeyse bir yanda rakip milis güçleri arasında çatışmalar sürüyor, öte yanda ise hükümet güçleri ve onlara destek olan



Etiyopya askerleri ile İslamcı militanlar arasındaki mücadele.Ayrıca çoğunluğuMogadişu`dan bir milyona yakın insanın şiddet olayları nedeniyle evlerini terk etmiş durumda.Uzmanlara göre, son günlerde etkisini gösteren seller de buna eklenince, yardımı ulaştırmak neredeyse imkansız hale geliyor.
Açlık
Jun19
AçlıkBugün dünyada 900 milyon yetişkin sürekli işsiz. Dünya nüfusunun yüzde 20 ‘si zenginliklerin yüzde 80′inden fazlasına sahip. Geride kalan 1 milyardan fazla insan dünya gelirinin %1′i ile yetinmek zorunda. Dünya üzerinde her gün yaklaşık yüz bin kişi açlıktan ya da açlığın doğurduğu sebeplerden ölüyor. Her yedi saniyede bir, on yaşın altında bir çocuk açlıktan ölüyor Diğer yandan insanlık tarihinde inanılmaz bir bolluk yaşanıyor. Üretim, ticaret hacmi, enerji tüketimi giderek artıyor. Aynı zamanda ceset yığınları da gün geçtikçe artıyor. Açlık, susuzluk, salgın hastalıklar ve savaş her yerde. 3. Dünya savaşı çıktı çıkacak derken 3. Dünyanın insanları uzun zamandır 3. Dünya savaşını yaşıyor. Ziegler’in yırtıcılar diye tanımladığı egemen güçlerin pazarı ele geçirmek, rekabeti yok etmek için kullandıkları dil ve yöntem savaşın ve yıkımın dili.
"Tarıma destek artarsa, açlık azalır"PDFYazdırE-posta
ImageBM Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun verilerine göre, dünya genelinde yaklaşık bir milyar kişi açlık çekiyor. G8 tarım bakanları zirvesinde de açlıkla mücadelede belirlenen BM hedeflerinin tutturulamayacağı belirtildi.
İtalya’da gelişmiş sekiz sanayi ülkesinin (G8) tarım bakanlarını bir araya getiren zirvede BM’nin 2015 yılına kadar açlık çekenlerin sayısını yarıya indirme hedefinin ancak tarımın rölünün artırılmasıyla mümkün olabileceği kaydedildi.
Gelişmiş sekiz sanayi ülkesinin tarım bakanları İtalya’nın Treviso kentinde iki gün süreyle biraraya geldi ve “Küresel Sorunlar: Acil Gıda İhtiyacını Azaltma” adlı Dünya Tarım Raporu’nu ele aldı. Yıllardır tartışılan rapor, 2008′de kabul edilmişti. Farklı uzmanlık alanlarından 580 bilim adamının dört yıl boyunca dünya tarımını analiz ederek hazırladığı  Dünya Tarım Raporu’na katkıda bulunan bir sivil toplum örgütünün temsilcisi olan Benedikt Haerlin, raporda dünyadaki gıda maddesi paylaşımının yanlış olduğu sonucuna varıldığı görüşünde. Haerlin, “Dünyada herkese yetecek kadar gıda maddesi var mı? Sorusu artık geride kaldı. Yeterince üretiyoruz. Gelecek nesiller için gereğinden fazla gıda üretiliyor ve hala tüketilmeyen besin kaynakları var. Sorun; ‘yeterli miktarda gıda üretebiliyor muyuz’ değil,  ‘açlık çekilen yerde sofraya yeterli miktarda yemek geliyor mu?’ sorusunda düğümleniyor.“ diyor.
Modern tarım küresel ısınmayı artırıyor
Zirvenin sonuç bildirisinde yer alan en önemli konuysa „Açlıkla mücadelede tarım rolü artırılmalı“ oldu. Ancak üretilen yeterli miktardaki gıdanın adil paylaşılmamasını dünyayı tehdit eden küresel ısınma da körüklüyor. Afrika ve Asya’da küçük üreticiler, şimdiden iklim değişikliklerinden etkileniyor. Su sıkıntısı, kuraklık, sel baskınları sonucu meydana gelen toprak kaymaları ürüne zarar veriyor. Modern tarım ise küresel ısınmayı arttırıyor. Her yıl aynı ürünün ekilmesi ile ortaya çıkan tek yönlü tarım doğaya zarar veriyor. Ayrıca tarımlık arazi açmak için ormanların yok edilmesi de atmosferdeki karbondioksit miktarını artırıyor.
Bir milyar insan açlık çekiyor
BM Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun verilerine göre, dünya genelinde yaklaşık bir milyar kişi açlık çekiyor. Gelişmiş sekiz sanayi ülkesiyle Rusya’nın tarım bakanının katıldığı zirvede, „gelecek için en önemli hedeflerden birinin gıda ve içme suyunun kalite ve miktarının garanti edilmesidir“ denildi.
Tarım sektöründe değişiklik zorunlu
Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP)’in Başkanı Achim Steiner’e göre, 2050 yılında dünya nüfusu 9 milyara ulaşacak ve buyüzden tarımda küresel değişiklik zorunlu. Steiner, “Bu dokuz milyar insanın gıda ihtiyacını karşılamanın mümkün olduğu kanaatindeyim. Ancak, bugünün tarım yöntemlerini sürdürürsek, şüphesiz problemler yaşanacak. Çünkü dünyanın pek çok ülkesinde şimdiden su sıkıntısı çekiliyor. Araziler giderek daha kötü bir kalitede işleniyor. Modern tarım alanlarında sıklıkla doğaya zarar veriliyor. Modern tarımcılık, dokuz milyar insanın gıda ihtiyacını karşılayacak kaynakları yok ediyor. Bu da sürdürülebilir organik tarımın giderek önem kazandığı anlamına geliyor.” diyor.
İsraf önlenmeli
Bir yıl önce açıklanan Dünya Tarım Raporu’nda da doğaya zarar veren değil, doğayla uyumlu  tarımcılığın gerekliliği vurgulanıyordu. Raporda, ayrıca gıda maddelerinin adil dağıtılması ve daha iyi değerlendirilmesi gerektiği de belirtiliyor. Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) Başkanı Achim Steiner, iki önemli noktadan birinin de sağlıklı gıdalar üretilmesi olduğunu dile getiriyor. Steiner’e göre ikinci önemli konu ise eldekinin iyi değerlendirilmesi. BM Çevre Programı’nin, birkaç hafta önce ‘Çevresel Gıda Krizi’ adlı bir rapor yayınladığını belirten Steiner rapora göre üretilen gıda maddelerinin yüzde 30 ila 40′ının ziyan edildiğini söyledi.

Dünyada gıda krizi, açlık ve isyanlar
JANAINA STRONZAKE



(Brezilya Topraksız İşçiler Hareketi lideri Janaina Stronzake ile IPS'den Gustavo Capdevila tarafından 3 Şubat 2011 tarihinde Cenova'da yapılan söyleşi).

Brezilya Topraksız İşçiler Hareketi lideri Janaina Stronzake'e göre, Tunus, Mısır ve Arap dünyasındaki diğer ülkelerde ortaya çıkan halk ayaklanmalarının nedenlerinden biri, yüksek gıda fiyatları ve büyüyen açlık.

Uluslararası Köylü Hareketi La via Campesina'yı da temsil eden Stronzake, açlığın ve temel gıda maddelerindeki kıtlığın birer silah olarak kulllanıldığını, bunların nüfusları belirli şekillerde hareket etmeye zorladığını söylüyor.





 



Brezilyalı aktivist Stronzake, İsviçre'de Cenova İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün düzenlediği 29-30 Ocak 2011 tarihli toplantıda IPS'ye, gıda krizi döneminde küçük çiftçilerin rolü konusundaki görüşlerini anlattı.

Sizce gıda fiyatları konusundaki bu karmaşanın sebebi nedir?

Gıda fiyatları ve kıtlık ya da açlık sorunu, birçok nedeni olan ve bir dizi faktörün etkilediği karmaşık bir sorundur.

Gıda fiyatlarındaki yükselişin nedeni olarak, Çin'de ve Hindistan'da insanların daha fazla gıda tüketmeye başlamış olduğunu söylemek , sorunu fazla basitleştirmek olur. Böylesi bir görüş, "eğer daha fazla para ödüyorsak, bu Çin ve Hindistan halkının bir kabahatidir" demeye benziyor. Ama bu hiç de doğru değil.

Sizce şu an dünyada bir gıda kıtlığı sorunu olduğundan söz edilebilir mi?

Yaşadığımız gezegen, transgenik gibi tartışmalı teknolojilere başvurmaksızın, nitelikli ve herkese yetecek kadar besin üretme yeteneğine sahip.

Şu an Brezilya'nın 120 milyon hektarlık kullanılmayan tarım arazisi var. Diğer bir deyişle, daha fazla üretim yapabilmek için Amazon Ormanları'nı katletmek ve doğanın dengesini bozmak zorunda değiliz.

Bu nedenle ihtiyaç duyulan çözüm, köylülere üretime devam edebilecekleri koşullar sağlayacak iyi bir tarım reformunu hayata geçirmektir.

Öyleyse tüm bunların nedeni nedir?

Gıda fiyatlarındaki artışın temel sebeplerinden biri mali spekülasyondur. Çünkü gıda ürünleri vadeli piyasalarda birer meta olarak görülüyor ve ticareti yapılıyor.

Peki bu spekülasyon kimlerin çıkarlarına hizmet etmekte?

Açlıkla oynayan ve onun üzerinden spekülasyon yaparak kâr sağlayan uluslararası şirketlere.

Bunu anlayabilmek için tek yapmanız gereken, gıda fiyatlarının yükselişte olduğu senelerle büyük uluslararası şirketlerin kârlarını gösteren göstergeleri karşılaştırmaktır. Örneğin, 2004 ve 2008 seneleri arasında, fiyatlarda yaşanan yükselişle açlığa dayalı olarak süpermarketleri yağmalayan çetelerin ortaya çıkışını aynı zaman diliminde gözlemledik.

Bu süreçte dünyanın en büyük tarım şirketlerinden biri olan Syngenta, kârını 6 milyar dolardan 11 milyar dolara yükseltti. Başka deyişle, aç insanların sayısı artarken şirketler ceplerine büyük kârlar indiriyor.

Bu tür şirket politikaları kendilerini ne şekilde gösterir?

Bu politikalar, şirketlerin suyu, tohumları ve ürünler üzerindeki fikri mülkiyet haklarını kontrol ederek çiftçileri tarım yapma yeteneğinden mahrum bırakmaları ve en verimli arazileri ele geçirmeleri yoluyla kendilerini açığa vuruyor.

Ayrıca piyasa kontrolünü de bu politikaların arasında saymalıyız. Bugün neredeyse tüm soya, mısır ve şeker kamışı pazarı sadece on şirketin egemenliği altındadır.

Köylü hareketi gıda fiyatlarındaki bu artışa nasıl bir tepki verdi?

Büyük bir kaygıyla, çünkü köylüler karmaşık ama bütünlüklü bir sistemin parçasını oluşturuyor.

Söz gelimi Polonyalı düşünür Zygmunt Bauman, "işe yaramaz insan''dan söz eder. Onun deyişiyle, dünyada ''gereksiz'' insanlar varmış gibidir, onlar kurtulunması gereken bir şeydir. Onlardan kurtulmanın bir yolu, açlıktan ölmeleridir. Çünkü bu dünyada herkesi istihdam edecek kadar iş yoktur.

Yeni üretim teknolojileri nedeniyle, artık pek çok işçiye ihtiyaç kalmaz. Dolayısıyla bu fazlalık nüfus yok edilmelidir. Bunun sebebi onların beslenememesi değil, kapitalist sistem içerisinde ne üretim ne de tüketim yapamamalarıdır. Böylelikle onlar yok olmaya yönelir. Ve içinde bulunduğumuz tür kriz dönemlerinde bunun bir yolu şudur : açlıktan ölmek.

Peki ya diğer yollar?

Diğer bir yol da hapishane endüstrisi ve cezaevi sisteminin özelleştirilmesinden geçer.

Ağır kriz dönemlerinde insanlar hayatta kalmak için suç işlemeye yönelebilir. Bugün hırsızlık ve diğer pek çok suç türü ortaya çıkarken, hapishaneler de özelleştirilerek kârlı işletmelere dönüştürülüyor.

Şirketler hapishane kurmak ve işletmek için sübvansiyon alıyor ve mahkûmların çalışmasından kâr elde ediyor. Almanya'daki Nazi toplama kamplarını hatırlatan bir uygulama.

Bu sistem tüm dünyaya yayılıyor. Brezilya'da bazı sağcı eyalet yönetimleri, cezaevlerini nasıl özelleştirebileceklerini araştırıyor.

Başka imha yöntemleri de var mı?

Evet, bir de savaş meselesi var. Söz gelimi, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde olduğu gibi insanları zorla yerlerinden eden ve paralı asker olarak çalışmaya zorlayan 'açlık' gerçeği olmaksızın, savaşların teşvik edilmesi nasıl sağlanabilir ki?

Öyle ki, orada açlığın ve yüksek gıda fiyatlarının halkı nasıl belirli şekilde hareket etmeye zorlayan birer silah olarak kullanıldığını görüyorsunuz. Buna silah ve uyuşturucu kaçakçılığı, kadın ve organ ticareti gibi diğer suçları da eklememiz gerek. Tüm bunlar, bir avuç şirkete menfaat sağlayan tek bir sistem içinde birbirine bağlıdır.

Gıda ürünlerini de kapsayan uluslararası ticaret anlaşmaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

La Via Campesina, gıda ürünlerinin DTÖ'nün (Dünya Ticaret Örgütü) yürürlüğe soktuğu anlaşmaların kapsamı dışında bırakılması için bastırıyor. Gıda herhangi bir malmış gibi kabul edilemez.

Tüm insanlığın gıda ihtiyacı var, ve biz, ekonomik durumlarından bağımsız olarak herkese asgari bir gıda güvencesi verebilmeliyiz. Bu ise UNICEF'in yaptığı çalışmalardaki gibi sadece sosyal yardım ve desteklerle sağlanamaz.

Ayrıca halkın, topluluk ya da taban düzeyinde gıda arzı ve üretimini güvence altına almak için yetkilendirilmesi de gerekiyor. Gıda egemenliği ancak bu şekilde sağlanabilir.

Küresel tarımsal ticaret reformuna ayrılmış bir bölümü de olan DTÖ görüşmelerinin Doha Raundu'ndan nasıl bir sonuç çıkmasını umuyorsunuz?

Bu görüşmeler bizi kapsamıyor. Bizi sadece çiftçilerin yok olmaya başladığına işaret etmek için hesaba katıyorlar.

Fakat sorun şu ki, bu yok oluş gıda kıtlığını da beraberinde getiriyor, çünkü Doha Roundu'nda müzakerede bulunan büyük şirketler ya da endüstriyel tarım, belli bir süre için belirli bir gıda miktarını garantiye alsa da, onların tek düşündüğü şey kendi menfaatleridir.